

Mahkumların Oy Hakkı AİHM’nin Söyler v. Turkiye Kararı ile Yüksek Seçim Kurulu...
112
kuki anlamda ölüdür ve oy hakkı dahil birçok haktan yoksun bırakılır.
İngiltere tarafından katı bir şekilde benimsenen sivil ölüm anlayışı,
İngiliz kolonileri aracılığı ile Amerika kıtasına yayılmıştır.
14
Aydınlanma dönemi yazarları, devletin varlık ve iktidar sahibi
oluşunu toplumsal sözleşme ile açıklamışlardır. Bu anlayışa göre suç
işleyen kişi toplumsal sözleşmeyi ihlal etmekle sistemle karşı karşı-
ya gelmekte ve dışlanmayı hak etmektedir.
15
Bu konumdaki kişilerin
toplumsal yaşamın en değerli haklarından olan siyasal haklardan ya-
rarlandırılması bir çelişki olacaktı.
16
Oy hakkının kısıtlanması, mah-
kumun topluma uyum sürecini hızlandıracak ve medeni sorumlulu-
ğunun artmasına katkı sunacaktır.
17
Mahkumların toplum dışına itilmesinin en güçlü göstergelerin-
den birisi olan oy hakkının kısıtlanması anlayışı günümüzde önemini
kaybetmektedir. Bu doğrultuda ülkeler iç hukuklarında düzenleme
yapmaktadırlar. Kuşkusuz bu düzenlemeler için demokrasi tarihinde
önemi bulunan bazı ülke mahkeme kararlarının kaynak değeri bulun-
maktadır.
Örneğin 1995 yılında İsrail Başbakanını öldüren kişinin, yeni baş-
bakan seçimleri sırasında oy kullanmasının engellenmesi için vatan-
daşlığının iptali gündeme gelmiştir. İsrail iç hukukuna göre mahkum-
ların oy hakkı önünde bir yasaklama bulunmamaktadır. Bu bağlamda
14
Karagöz, 167-168; Amerika Birleşik Devletlerinde cezaevinde bulunanlar toplu-
mun %2.5’lik kesimini oluşturmaktadır. Oy hakkını kullanamayan bu kesimin
yarısından çoğunu siyah ırka mensup kişiler oluşturmaktadır. Bu sayı seçim so-
nuçlarını etkileyebilecek yeterliliktedir., Karagöz, 182.
15
AİHM’nin İngiltere Hükümeti aleyhine sonuçlanan Hirst v.United Kingdom baş-
vurusunda hükümet tarafından savunulan bu görüş kriminoloji biliminin tezle-
ri ile uyumlu değildir., Karagöz, 171; Suçun nedenlerini bireyin biyolojik veya
fizyolojik özelliklerinde arayan kriminoloji alanındaki görüşler geçen yüzyılın
başından itibaren hızla değer kaybetmiştir. Günümüzde suçun nedenleri bireyin
dışında, yaşanılan sosyal ve siyasal atmosferde aranmaktadır., Osman Dolu, Suç
Teorileri, 2. B., Seçkin Yay., Ankara 2010, 220; Suç işleme potansiyelinin tespitin-
de, bir yanı etnisiteye diğer yanı gelir azlığına dayanan ayrımcı görüşlerin yerine,
suç ile somut şartlar arasındaki ilişkiye dayanmak yerinde olacaktır. Bu bakış açı-
sı, insana saygı duyulması sonucunu doğurması nedeniyle daha insancıl olacak-
tır., Yasemin Işıktaç, Hukuk Sosyolojisi, 2.B., Filiz Kitabevi, Ocak 2013, 175.
16
Karagöz, 169.
17
Kanada Hükümetinin, Kanada Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilen görü-
şü bu argümana dayanmakta idi. Karagöz, 170; Fatma Karakaş Doğan, Cezanın
Amacı ve Hapis Cezası, Legal Yay., İstanbul 2010, 275.