Background Image
Previous Page  372 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 372 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Erdem BAFRA

371

açıkça ifade edilmiştir.

53

Bu itibarla; uygulanmasının zorluğu karşısın-

da, “hakkaniyet” gerekçesinin mahkemelerce çok da fazla kullanılma-

dığını ifade edebiliriz.

VI. SONUÇ

İngiliz Şirketler Kanunu’nda

(Companies Act 2006)

perdenin kal-

dırılmasına yönelik açık bir düzenleme olmaması karşısında, ortaya

çıkan zararın tazmini açısından hangi durumlarda perdenin kaldı-

rılarak asıl sorumlulara gidilebileceği ve bunun sınırının ne şekilde

çizilmesi gerektiği konusu İngiliz mahkemelerinde ve bu doğrultuda

doktrinde uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. Güncel mahke-

me kararlarını incelediğimizde, perdenin kaldırılması doktrininin uy-

gulanmasına yönelik

Adams

davasının etkisini görmekteyiz. Bu dava

aslında,

Salomon

davasına dönüş olarak nitelendirilebilecek olup, bu

dava ile öngörülen uygulama, mahkemelerin mümkün olduğunca

şirket tüzel kişiliğinin varlığını gözeterek, sınırlı bir uygulama olarak

perdenin kaldırılması sorununu ele alması gerekliliğini ortaya koy-

maktadır. Aslında bu uygulamanın arkasında yer alan temel düşünce,

şirketler hukukunun temel ilke ve kurallarına mümkün olduğunca

bağlı kalınarak, ticari hayattaki belirliliğin devamının sağlanması ve

küçük yatırımcının ekonomiden uzaklaşmamasıdır.

Perdenin kaldırılması doktrini aslında, pay sahipleri ile şirket ara-

sında olması gereken hukuki ilişkiden farklı bir durumun varlığına

işaret etmektedir. Bununla birlikte, her ne kadar bu şekilde bir organik

bağı ortaya çıkarmak mahkemelerin görevi ise de, şirketler hukuku-

nun temel ilke ve kurallarıyla bir dengenin sağlanması gerektiği açık-

tır. Kanaatimizce, İngiliz Şirketler Kanunu’nda

(Companies Act 2006)

açık bir hüküm bulunmaması karşısında, mahkemelerin perdenin

kaldırılmasını sınırlı bir şekilde uygulaması, ticaret hukukunun ilke

ve kurallarının korunması açısından yerinde bir uygulamadır. Bunun-

la birlikte mahkemelerce değişik gerekçelere dayalı olarak perdenin

kaldırıldığı görülmekte ise de, aslında perdenin kaldırılması doktri-

ninin uygulanması genelde muvazaalı veya hileli işlemlerin varlığına

dayanmaktadır.

53

Griffin, s. 27.