

İngiliz Mahkemelerince Şirket Tüzel Kişiliği Perdesinin Kaldırılması
368
olarak,
kendisinden başka iki ayrı şirketle birlikte bir grup şirket ola-
rak ticari faaliyetini sürdürmekte olup, bu üç şirketin pay sahipleri ve
müdürleri de aynı kişilerdir. Yavru şirketlerden birinin mülkiyetinde-
ki bir gayrimenkul,
London Borough of Towers Hamlets (LBTH)
tarafın-
dan kamulaştırılmıştır. Bu gayrimenkul üzerinde, mülk sahibi yavru
şirket değil, ana şirket olan
DHN
ticari faaliyette bulunmaktadır. Buna
karşılık, ilgili mevzuat uyarınca bu yavru şirkete ödenmesi gereken
kamulaştırma bedeli, gayrimenkulün değeri ile gayrimenkul sahibine
işin tasfiyesi nedeniyle yoksun kaldığı kara ilişkin tazminat tutarını
kapsamaktadır. Ancak,
LBTH
sadece gayrimenkulün değerini ödemiş,
işin ise gayrimenkul sahibi yavru şirkete değil, ana şirket
DHN
şir-
ketine ait olduğunu ileri sürerek, yoksun kalınan karı ödememiştir.
Gerçekten burada cevaplanması gereken soru, yavru şirketin mülki-
yetindeki gayrimenkul üzerinde ana şirketin faaliyetini sürdürmekte
olması nedeniyle, ana şirket, işinin tasfiye edildiği iddiasıyla tazminat
talep edebilecek midir? Dava sonucunda mahkeme, şirketler arasında-
ki yapısal bağı dikkate alarak, her üç şirketi tek ekonomik birim gibi
değerlendirmiş ve üzerinde ticari faaliyette bulunulan gayrimenku-
lün mülkiyeti yavru şirkete ait olsa da, ana şirketin tazminat talebinde
bulunabileceğine hükmetmiştir.
Sonuç olarak, mahkeme kararlarını ve bu tür oluşumların yapısal
özelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda grup şirket veya tek
ekonomik birim gerekçesine dayanılarak perdenin kaldırılmasının
çok da kolay olmadığını ifade edebiliriz; zira, yukarıda da belirttiği-
miz
Woolfson
ve
Adams
davaları bunun en önemli kanıtıdır.
3.Hile
Hukuk dışı amaçlara yönelik olarak bir paravan şirket kurulmuş-
sa, mahkemelerce “hile”ye dayalı olarak perdenin kaldırılmasına ka-
rar verilebilmektedir. Aslında perdenin kaldırılması uygulamasında
“hile” ve “muvazaa” kavramları birbirine yakın uygulamayı ifade et-
mektedir ve çoğu zaman bu kavramların birbirinden ayırt edilmesi
de kolay değildir. Bu çerçevede; “hile”ye dayalı perdenin kaldırılması
uygulamasına örnek olarak
Lipman
davasını gösterebiliriz. Zira bu da-
vada,
Lipman (L)
, evini
Jones
’a
(J)
satmak için anlaşmıştır. Daha sonra
L
fikrini değiştirmiş ve evini
J
’ye satmaktan vazgeçerek, bu evi hakim