

Askerî Ceza Hukukunda Ast’a Müessir Fiil Suçu (Asck M.117)
260
müessir fiil bakımından özel durumlar dışında kalan meşru savunma-
lar TCK’daki genel hükümlere tabidir. Bu nedenle askerî suçlarda TCK
25/1’in koşulları varsa, meşru savunma gereğince gerçekleştirilen fil-
ler hukuka uygun olacaktır.
112
Ancak AsCK 119’a ilişkin uygulamada, kanaatimizce TCK 25/1’e
ilişkin şartların varlığının kabul edilmesi gerekecektir
113
. Örneğin ilk
haksız hareketin mağdurdan kaynaklanması, üstün bu haksız hareket
ile bu hareketi def eden eylemi arasında orantı olması ve bu hareketin
müessir fiil seviyesinde kalması gibi. Eğer bu hareket müessir fiil ile
karşılanabilecekken üstün silah veya tehlikeli aletle orantısız biçimde
karşılık vermesi halinde hukuka uygunluk nedeninden yararlanamaz.
Zira Kanun ancak AsCK 119/2’deki şartlara münhasır olarak silah kul-
lanılması durumunu hukuka uygun olarak kabul etmiştir.
114
Askerî Yargıtay bir kararında
; ‘sanığın, eş zamanlı olarak kendisine
doğru gelmekte olan ve astı durumunda mağdurun üzerine yürüyerek onu
iteklemesi eyleminde, ASCK’nın 119/1’nci maddesinde düzenlenen ve yukarı
da belirtilen şartlar oluşmadığından’
temyiz nedenini kabule değer gör-
memiştir
.
’
115
ehliyet veren, kaldıran ve hafifleten sebepler” bakımından, ASCK’da aksi yazılı
olmadığı hâllerde TCK’daki genel hükümlerin uygulanacağını öngörmüş iken,
kanun koyucu bununla yetinmemiş ve ayrıca ASCK’nın 119/1’inci maddesindeki
hükmü getirmiştir. Söz konusu 4’üncü bap içerisinde yer alan TCK’nın 49’uncu
maddesinin 2’nci bendi, meşru müdafaa kurumunu düzenlemekte olup, “Gerek
kendisinin gerek başkasının nefsine veya ırzına vuku bulan haksız bir taarruzu
filhâl defi zaruretinin bais olduğu mecburiyetle” şeklindedir. Gerek her iki ka-
nunun madde metinleri ve gerekse ASCK’nın 119’uncu maddesinin koruduğu
hukukî menfaat nazara alındığında; Askerî Ceza Hukukuna özgü olarak ihdas
edilmiş özel bir “hukuka uygunluk sebebi” düzenlemesi olan ASCK’nın 119’uncu
maddesinin, TCK’nın 49/2’nci maddesinin aradığı şartların bir kısmını öngör-
mediği ve ASCK’nın 44’üncü maddesindeki “bu kanunda hilâfı yazılı olma-
dıkça askerî cezalar hakkında da mer’idir.” hükmü uyarınca, TCK’nın 49/2’nci
maddesine göre uygulama önceliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır.’As.Yar.DK.,
05.02.2004, 2004/18-20 EK. (Askerî Yargıtay Kararlar Dergisi, S.17, s.355)
112
Kangal, s.123
113
Nitekim Askerî Yargıtay bir kararında, ‘Bilindiği gibi As.C.K.nun 119’ncu madde-
sinin uygulanabilmesi için; Ast tarafından yapılan bir taarruz olması, Bu taarru-
zun haksız olması, Astın fiili taarruzunun filhal mevcut bulunması, Üst yada amir
tarafından yapılan müessir fiilin, astın fiili taarruzunu defetmeye yönelik olması
zorunludur’ açıklamasında bulunmuştur.’ As.Yar.DK., 05.02.2004, 2004/18-20 EK.
(Askerî Yargıtay Kararlar Dergisi, S.17, Y.2005, s.355.)
114
Özbakan, s.284.
115
As.Yrg. 1D. 22.09.2010 tarih ve 2010/1995-1983 EK.(TSK Net)