

TBB Dergisi 2014 (113)
Gökhan Yaşar DURAN
255
TCK 86’ncı maddesine göre yapılan uygulamada aynı zamanda TCK
86/3 (a) bendi kapsamında suçun eşe karşı işlenmesi nedeniyle nitelik-
li hal kapsamında ceza artırılacaktır.
Askerî Yargıtay’ın emsal niteliğindeki bu kararı kendi içinde man-
tıklı ise de kanaatimizce hukuki değildir. Çünkü failin hangi kanuna
göre hangi mahkemede yargılanacağı hususu yargı kararı ile değil,
“tabiî hâkim ilkesi (doğal yargıç ilkesi)”
98
gereği ancak kanunlarla belirle-
necek bir husustur.
99
3. Suçun Mağduru
AsCK’nun 117’nci maddesinde madununa karşı denildiğinden
bu suçun mağduru ancak failin astı olabilir. Ast tabiri, İç Hizmet
98
‘’Zira tabiî hâkim ilkesinin temel öğeleri “kanunîlik” ve ‘’öncedenlik’’ unsurla-
rıdır. Kanunilik unsuru gereği mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkileri ile işle-
yiş ve yargılama usullerinin ancak kanunla düzenlenmesi; idarenin, düzenleyici
idarî işlemleri ve özellikle bu tür işlemlerin en önemli kategorisini oluşturan ve
normlar hiyerarşisinde de idarenin diğer düzenleyici işlemlerine nazaran en üst
seviyede bulunan kanun hükmünde kararnameler aracılığıyla yeni mahkemeler
kurulamaması; kurulmuş olan bir mahkemenin görev alanını genişletip daral-
tamaması ve işlerlik kazanmış olan yargılama usulüne ilişkin olarak değişiklik
öngören herhangi bir belirlemede bulunamamasıdır...Kanunîlik öğesi, tek başına
hak arayanlar açısından yargı yerlerinin oluşturulması ve işleyişlerinin belirlen-
mesinde, hukukî güvenliğin gerçekleştirilmesi ile temel bir hak ve özgürlük olan
kişi güvenliği ve kişi dokunulmazlığının teminine hizmet edecek bir yeterliliğe
sahip değildir. Bu nedenle, tabiî hâkim ilkesinin bünyesinde, kanunîliğin yanı sıra
“öncedenliğe” de yer verilmiştir. Tabiî hâkim ilkesini karakterize eden, ona asıl
rengini veren öğe de, “öncedenlik” öğesidir. Dolayısıyla, bir yargı yerinin, kuru-
luş, görev, işleyiş ve izleyeceği yargılama usulü itibariyle hukukî yapılanmasının,
tabiî hâkim ilkesine uygunluğunun sağlanabilmesi için, bu alana ilişkin belirleme-
nin kanunla yapılmış olması tek başına yetmez; ayrıca sözü edilen belirlemenin,
yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış bulunması da
şarttır.’’ Süha Tanrıver, Tabii Hakim İlkesi ve Medeni Yargı, Türkiye Barolar Bir-
liği Dergisi, 2013 (104), s.13.
http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2013-104-1240.(24.01.2014)
99
353 sayılı AskerîMahkemeler Kuruluşuve YargılamaUsulüKanunu (AsYUK)’nun
9’ncu maddesi (‘genel görev’) aynı kanunun ‘Askerî mahkemelerde yargılamayı
gerektiren ilginin kesilmesi’ başlıklı 17’nci maddesi göz önüne alındığında Askerî
Yargıtay’ın bu kararına göre, örneğin AsCK 117’deki suçun aralarında astlık üst-
lük bulunan eşler arasında işlenmesi halinde, aralarında hizmet ilişkisi yoksa ge-
nel hükümlere göre kasten yaralama suçundan (TCK m.86) dava Askerî mahke-
mede açılacaktır. Ancak soruşturma ya da kovuşturma sırasında eşlerden birinin
emeklilik, istifa vs. nedenlerle TSK’dan ilişiğinin kesilmesi halinde suçun Askerî
bir suç olmaması nedeniyle dava olay yeri Asliye Ceza Mahkemesine görevsizlik
kararı verilerek yargılama görevi adli yargıya geçecektir.