Background Image
Previous Page  262 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 262 / 341 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (113)

Gökhan Yaşar DURAN

261

Buna karşılık Askerî Yargıtay başka bir kararında, ‘

Üstüne kar-

şı saygısızca davranmakla yetinmeyip fiilen taarruzda da bulunan

onbaşının eylemini defetmeye ve bozulan askerî disiplini yeniden

tesis etmeye yönelik olarak sanık asteğmen tarafından gerçekleşti-

rilen ölçülü müessir fiil eylemi

(nin), ASCK’nın 119/1’inci maddesi kap-

samında

’ olduğuna karar vermiştir.

116

AsCK 119/1’deki diğer hukuka uygunluk nedeni

, ‘mübrem ve müs-

tacel bir zaruret ve tehlike halinde verdiği emirlere itaat ettirmek’

maksadıyla

mağdura kasten müessir fiil eyleminde bulunmaktır.

Mübrem (Kaçınılmaz) ve müstacel (ivedi) zaruret hallerinden

maddede hangi hallerin kastedildiği açık değildir. Ancak doktrinde

Özbakan tarafından yapılan açıklamada, üstlerin hangi hallerde emir

vereceklerine ilişkin İç Hizmet Kanunu 23 ve 24’ncü maddelerindeki

hallerin aynı zamanda bu haller kapsamında olduğu açıklanmıştır.

117

İç Hizmet Kanunu 23’ncü maddesinde; ‘

Fesat ve isyan halinde bulu-

nan bir kıta, karargah veya Askerî kurumda intizamı temin etmek, yağmacılı-

ğın önünü almak ve kaçak askerleri çevirmek için bu halleri gören her üst emir

ve kumanda işini üzerine almak ile vazifesi ile mükelleftir.

’ 24’ncü madde;

Disipline aykırı gördüğü her hale müdahaleye ve emir vermeye her üst görev-

lidir’

hükümleri yer almaktadır.

Askerî Yargıtay bir kararında

118

, ‘

Nöbetçi çavuşunun, temizlik yaptır-

mak üzere diğer vazifeli erler meyanında sanık ere de emir vermesi tabii ise

de, bu emrin behemehal yerine getirilmesi maksadı ile zor kullanmaya lüzum

116

‘…Kendisine saygısızlık yapan onbaşı ile konuşmak için karanlık koridora çıkan,

ancak ansızın arkasından gelen birisinin vurduğu tekmeyle yere düşünce, üzeri-

ne çıkan onbaşının vurduğu darbelere maruz kalan sanığın statüsü, olay anında

düştüğü durum, yapılan taarruzun niteliği ile sanığın onbaşıya sarılıp onu tır-

malamaktan ibaret kalan eylemi birlikte değerlendirilmelidir. Bu şartlarda, sanı-

ğın eyleminin beklenmedik, olağan dışı, fırsatçı, kötü niyetli ve savunma sınırını

aşmış bir müessir fiil olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Tamamen fiilî

taarruzu ortadan kaldırmaya, darbelerden kurtulmaya, kendini savunmaya ve

sonuçta ASCK’nın 119/1’inci maddesinde öngörüldüğü gibi “fiilî taarruzu defet-

meye” yönelik ölçülü bir eylem olduğu aşikârdır. Bu itibarla; sanığın eyleminin

ASCK’nın 119/1’inci maddesi kapsamında kaldığını kabul eden Daire kararı ye-

rinde bulunmuş, Başsavcılığın isabetli görülmeyen itirazının reddine karar ver-

mek gerekmiştir.’As.Yar.DK., 05.02.2004, 2004/18-20 EK. (Askerî Yargıtay Karar-

lar Dergisi, S.17, Y.2005, s.355.)

117

Özbakan, s.284.

118

As.Yrg.2.D. 9.5.1968 E.423 K.424 (Nakleden: Özbakan, s.286)