

Danıştay Kararları Işığında Vergi Hukukunda İktisadi, Ticari ve Teknik İcaplar
246
işlev kazandığı söylenebilir. Ancak bazı durumlarda normal ve mutat
olmayanın iktisadi, ticari ve teknik icaplardan ayrı düşünülmesi gere-
kir. Maddenin kaleme alınış biçimi de böyledir. İncelenen kararlarda
ise bu ayrım bazen gözetilmiştir. Genel olarak normal ve mutat olama-
yan durumlar iktisadi, ticari ve teknik icaplar ile birlikte ele alınıp so-
mut olaydaki ispat yükü tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bazen de so-
mut olayda uygulanacak iktisadi, ticari ve teknik bir icap bulunmadığı
için hayatın olağan akışı dikkate alınarak ispat yükünün hangi tarafta
kalacağı belirlenmektedir. Dolayısıyla iktisadi, ticari ve teknik icapla-
rın normal ve mutat olan ile birlikte ele alındığı kararlar bakımından
böyle bir ayrım çok anlamlı görülmeyebilir. Zira bu icaplara aykırılık
çoğu zaman normal veya mutad olana da aykırıdır. Bu nedenle bazı
kararlarda her iki durum birlikte ele alınmıştır.
II. Alım - Satımlarda İktisadi, Ticari ve Teknik İcaplar
Bu başlık altında Danıştay’ın alım-satım ilişkilerinde iktisadi, ti-
cari ve teknik icaplardan ne anladığı ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Zira Danıştay’a göre alım satımlarda en önemli husus, iktisadi, ticari
ve teknik icaplar ile normal ve mutat olmayan durumların neler ol-
duğunun açıklanmasıdır. Bu doğrultuda Danıştay toplumsal bütünün
her alanında ortaya çıkan hızlı değişim ve gelişmeler dikkate alın-
dığında, iktisadi, ticari, teknik icaplar ile normal ve mutat olmayan
durumların neler olduğunun olay esnasındaki koşullar esas alınarak
değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir. Dolayısıyla aşağıda incele-
necek kararlar Danıştay’ın temel yaklaşımını ortaya koymaktadır.
Danıştay’a göre ticari yaşamda mal satın alan mükellefin, malı sa-
tanın vergi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği hu-
susunda bilgi sahibi olması mümkünüdür. Ancak bir mükellefin diğer
bir mükellef hakkında çeşitli bilgilere sahip olmaması da olağan bir
durumdur. Örneğin alım satımda bulunulan mükelleflerin, birbirleri-
nin katma değer vergisi beyannamelerini verip vermediği, hâsılatının
ne kadar olduğu, kullandığı belgelerin (şekil şartlarının doğru olması
kaydıyla) vergi dairesinin izniyle bastırılıp bastırılmadığı konularında
bilgisinin olmaması da normaldir.
7
Bu durumda ispat yükü, kendileri-
7
Dnş. 9. D., E. 2008/1565, K. 2009/4934, T. 18.12.2009.