

TBB Dergisi 2016 (116)
Yasin SEZER / Uğur BULUT
235
üzerine açılacak tam yargı davası, iptal kararının tebliği veya kanun
yollarına başvurulması hâlinde verilecek kararın tebliği tarihinden
itibaren altmış gündür (İYUK m. 12). İdarî eylemlerden kaynaklanan
tam yargı davalarında ise öncelikle bir ve beş yıl içinde idareye baş-
vurulması gerekir (İYUK m. 13). O hâlde, fazlaya ilişkin haklar saklı
tutularak tam yargı davası açılsa ve sonradan yeni bir dava ile fazlaya
ilişkin hakların talep edilebileceği kabul edilse dahi, ilk davanın sonu-
ca bağlanması için geçen sürede dava açma süresinin geçmesi oldukça
muhtemeldir
66
. Diğer taraftan, fazlaya ilişkin hakların talep edildiği
yeni davanın, ilk davada verilen hükmün tebliğinden itibaren işleye-
cek yeni bir dava açma süresi içinde açılabileceği yönünde kararlar da
mevcuttur
67
. Ancak bu hâlde, davacıya kanunda yer almayan yeni bir
süre tanınmış olur ki, bunu açıklamak oldukça zordur
68
.
Bu noktada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da kesin
hüküm kurumudur. Kanunda açık bir düzenleme bulunmadığı için
sınırları ve şartları tam olarak tespit edilemese de, tam yargı davası
neticesinde verilen hükmün taraflar için kesin hüküm teşkil edeceği
kabul görmektedir
69
. Bu durumda, fazlaya ilişkin haklarını saklı tut-
66
Gözler, s. 1366; Birtek, s. 23; “Danıştay Onbirinci Dairesi’nin 09.03.2004 günlü ve E.
2001/149, 2004/1089 sayılı kararının 18.06.2004 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş
ve karara karşı kanun yollarına da başvurulmamış olması karşısında, kararın
tebliğinden itibaren altmış günlük dava açma süresi geçtikten çok sonra, 27.02.2007
tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın esasını incelemeye
hukuken olanak bulunmamaktadır.” Danıştay 11. D., 13.04.2007, E. 2007/2473,
K. 2007/3869 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası); “İdari eylem ve işlemlerden
doğan zararın ödenmesi isteminin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen
süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, davanın görüldüğü aşamada bilirkişi
raporundan öğrenilen zararın fazlaya ilişkin kısmının bu süreler geçtikten sonra
dava konusu edilemeyeceği ve anılan hüküm uyarınca idari eylemlerden doğan
zararların ödenmesi, süresi içinde açılacak davalar yoluyla istenebileceğinden,
fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak süresi geçtikten sonra yeniden tam yargı
davası açılamaz.” Danıştay 8. D., 07.10.2003, E. 2003/590, K. 2003/3845 (Kazancı
Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası; Ergen, s. 550); Danıştay 6. D., 11.05.2000, E. 1999/2712,
K. 2000/2819 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası).
67
Danıştay 5. D., 23.11.1992, E. 1991/1075, K. 1992/3154 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi
Bankası).
68
DİBK, 29.12.1983, E. 1983/1, K. 1983/10 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası;
Resmî Gazete, 20.06.1984, S. 18437).
69
Onar, s. 1804-1805; Gözübüyük/Tan, s. 715; Tan, s. 952; Çağlayan, Kesin Hüküm,
s. 141; Çağlayan, İdarî Yargılama, s. 567.