Background Image
Previous Page  349 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 349 / 449 Next Page
Page Background

Hukuksal Açıdan Çocuk ve Genç İşçiliği

348

Görüldüğü gibi ilk üç bentte yasalarca esasen “suç” olarak tanım-

lanan durumlar belirtilmiştir. Bu çerçevede bu bentlerde sıralananlar

“şarta bağlı olmayan en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliği” olarak ta-

nımlanmaktadır

39

. Nitekim çalışma koşullarının iyileştirilmesi burada

sayılanları “yasal” hale getirmeyecektir. Buna karşılık d bendi ise “şar-

ta bağlı en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliği” olarak tanımlanmaktadır.

Nitekim bu bent kapsamına giren bir iş, koşullarının değiştirilmesi

ve çocuğun gelişimi için güvenli hale getirilmesi koşuluyla “en kötü

biçimlerdeki çocuk işçiliği” kapsamından çıkacaktır.

Doktrinde 18 yaşından küçüklerin fuhuş, pornografi, dilencilik

veya uyuşturucu sektörü gibi yasadışı faaliyetlerde kullanılmasının

“çalışma” olarak kabul edilmesinin, çocukların bu tür faaliyetlerine

meşruluk kazandırılmasına yol açabileceği için son derece tehlikeli

olduğu ve Sözleşmenin bu düzenleme biçiminin uygun olmadığı ifa-

de edilmektedir

40

. Buna göre bu tür faaliyetler “çalışma” olarak kabul

edildiği takdirde yasadışı olduğu için geçersiz bile olsa bir iş sözleş-

mesinin varlığı ve çalışma karşılığında ücret talebi de gündeme ge-

lebilecektir. Yine bu görüşe göre çocuklar bu tür faaliyetlerde aslında

sömürü konusu oldukları için mağdurdur ve bu mağduriyetlerine “ça-

lışma” denmesi yerinde değildir. Bu sebeple çalışma ile çocukluğa kar-

şı insanlık suçu oluşturan yasadışı faaliyetler arasında kalın bir çizgi

çizilmesi şarttır.

Esasen Türk hukuku açısından konusu çocuğun fuhuş, pornogra-

fi, dilencilik veya uyuşturucu sektörü gibi yasadışı faaliyetlerde kul-

lanılması olan iş sözleşmeleri, yürürlükteki hukuk düzeninin temel

ilkelerine aykırı düşen, kamu düzenini, ahlakı ağır biçimde ihlal eden

nitelikte olduğundan geçmişe yönelik olarak geçersizlik yaptırımına

tabi olacaktır. Buna göre bu tür iş akitleri yürürlüğe girmiş olsa bile

39

Mavunga, a.g.e., 145.

40

Bakırcı, 169-170. Yine doktrinde 182 sayılı Sözleşmede “en kötü biçimlerdeki

çocuk işçiliği” olarak tanımlanan a, b ve c bentlerinin geleneksel olarak bir çalışma

meselesinden çok “suç” olarak kabul edildiğini, bu doğrultuda normal çalışma

hayatına ilişkin adımların/uygulamaların bu alanda etkili olmasını beklemenin

güç olduğu ifade edilmektedir (Mavunga, a.g.e., 146). Sözleşmenin çalışma

hayatına ilişkin meselelerden daha çok kriminal bazı konular üzerinde durması

bakımından olağandışı bir nitelik taşıdığı, her ne kadar geniş ölçüde kabul

görmüş olsa da sözleşmenin pratik uygulanabilirliğinin büyük ölçüde güç olduğu

belirtilmektedir (Mavunga, a.g.e., 143, 148).