Background Image
Previous Page  103 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 103 / 617 Next Page
Page Background

İngiliz, Amerikan ve Türk Hukukunda Bilirkişilik Uygulamalarının Karşılaştırılması

102

Tahkime başvurulabilmesi için söz konusu sigorta şirketinin tah-

kim sistemine üye olması gerekmektedir. Sigortacıdan talepte bulu-

nulmuş olması ve sigortacının bu talebi yazılı olarak ret etmesi veya

15 gün içinde cevaplamamış olması gerekmektedir. Uyuşmazlık mah-

kemeye, hukuk mahkemeleri yolu ile tahkime veya tüketici sorunları

hakem heyetine yansımamış olmalıdır.

Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapıl-

ması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemiş ise ha-

kemin verdiği Kırk bin TL’ye kadar olan tutarlar her iki taraf içinde

kesindir. Kırk bin TL’nin üzerindeki tutarlar için temyize gidilebilir.

Ancak tahkim süresinden sonra karar verilmiş olması, talep edil-

memiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri

içinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların id-

diaları hakkında karar vermemesi durumunda her türlü temyiz yolu

açıktır.

Görüldüğü üzere tahkim yolu ile istenilen neticeyi elde edebilmek

de tamamen özel veya taraf bilirkişilerinin sunduğu mütalaaların ışı-

ğında gerçekleşecektir. Tüm hekimler özel sigorta yaptırmak zorunda

olduğuna göre eğer özel bilirkişilik kavramı iyi kullanılabilirse tıbbi

uygulama hatası iddialarının %90’ı sigortacılık sistemi içinde çözüle-

bilir.

Mahkemeye yansıyan olgularda ise Mahkeme tarafından tayin

edilen bilirkişiler: Yüksek Sağlık Şurası (eskiden tıbbi hata ile ilgili ceza

davalarında başvurulması zorunlu iken 2010 yılında bu zorunluluk

Yargıtay kararı ile kaldırılmıştır), Adli Tıp Kurumu, Üniversitelerin il-

gili anabilim dalları veya önceden belirlenmiş bilirkişi listelerinden

seçilmiş hekimler olabilmektedir.

Esas itibari ile Türkiye’de mahkemeler bilirkişi raporuna göre

karar vermek zorunda değillerdir ve mahkeme nezdinde bilirkişi

hiyerarşisi bulunmamaktadır. Hukuki olarak durum bu şekilde ol-

makla birlikte, pratikte bilirkişi raporu özellikle de Adli Tıp Kurumu

tarafından düzenlenen rapor sonucun belirlenmesinde ana unsur ol-

maktadır.