

İngiliz, Amerikan ve Türk Hukukunda Bilirkişilik Uygulamalarının Karşılaştırılması
102
Tahkime başvurulabilmesi için söz konusu sigorta şirketinin tah-
kim sistemine üye olması gerekmektedir. Sigortacıdan talepte bulu-
nulmuş olması ve sigortacının bu talebi yazılı olarak ret etmesi veya
15 gün içinde cevaplamamış olması gerekmektedir. Uyuşmazlık mah-
kemeye, hukuk mahkemeleri yolu ile tahkime veya tüketici sorunları
hakem heyetine yansımamış olmalıdır.
Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapıl-
ması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemiş ise ha-
kemin verdiği Kırk bin TL’ye kadar olan tutarlar her iki taraf içinde
kesindir. Kırk bin TL’nin üzerindeki tutarlar için temyize gidilebilir.
Ancak tahkim süresinden sonra karar verilmiş olması, talep edil-
memiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri
içinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların id-
diaları hakkında karar vermemesi durumunda her türlü temyiz yolu
açıktır.
Görüldüğü üzere tahkim yolu ile istenilen neticeyi elde edebilmek
de tamamen özel veya taraf bilirkişilerinin sunduğu mütalaaların ışı-
ğında gerçekleşecektir. Tüm hekimler özel sigorta yaptırmak zorunda
olduğuna göre eğer özel bilirkişilik kavramı iyi kullanılabilirse tıbbi
uygulama hatası iddialarının %90’ı sigortacılık sistemi içinde çözüle-
bilir.
Mahkemeye yansıyan olgularda ise Mahkeme tarafından tayin
edilen bilirkişiler: Yüksek Sağlık Şurası (eskiden tıbbi hata ile ilgili ceza
davalarında başvurulması zorunlu iken 2010 yılında bu zorunluluk
Yargıtay kararı ile kaldırılmıştır), Adli Tıp Kurumu, Üniversitelerin il-
gili anabilim dalları veya önceden belirlenmiş bilirkişi listelerinden
seçilmiş hekimler olabilmektedir.
Esas itibari ile Türkiye’de mahkemeler bilirkişi raporuna göre
karar vermek zorunda değillerdir ve mahkeme nezdinde bilirkişi
hiyerarşisi bulunmamaktadır. Hukuki olarak durum bu şekilde ol-
makla birlikte, pratikte bilirkişi raporu özellikle de Adli Tıp Kurumu
tarafından düzenlenen rapor sonucun belirlenmesinde ana unsur ol-
maktadır.