Background Image
Previous Page  146 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 146 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Serkan AĞAR

145

lan işlemler özel hukuk kurallarını esas alır.

8

Vergisel menfaat sağla-

mak isteyen mükellefler özel hukuk alanında sözleşme özgürlüğü ve

irade serbestisinden yararlanmak suretiyle vergiyi doğuran olayı kıs-

men veya tamamen gizleyen durumlar yaratabilir.

İktisadi sonuçtan vazgeçmek suretiyle vergi konusuyla ilişkiye

girmemek (vergiden kaçınma) veya vergi kanunları tarafından sunu-

lan imkânlardan yararlanmak (vergi tasarrufu) vergi hukuku bakı-

mından reddedilmeyen davranış şekilleridir. Ancak hiçbir vergi sis-

temi özel hukuk şekillerinin vergi normunun konuluş amacına aykırı

olarak vergisel avantajlara ulaşmak için kötüye kullanılmasını (vergi-

yi dolanma/peçeleme) kabul etmez.

9

213 sayılı VUK’un 2365 sayılı kanunla değiştirilen 3/A maddesine

göre, “

Vergi kanunları lâfzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lâfzın açık olmadı-

ğı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin

kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tu-

tularak uygulanır

.”

10

Aynı kanunun 3/B maddesine göre de, “

Vergilendir-

mede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti

esastır

.”

8

Nihal Saban, Vergi Hukuku, 6. Baskı, İstanbul, 2014, s. 52.

9

Akkaya, a.g.e., s. 95.

10

2565 sayılı kanunun gerekçesinden: “Bilindiği üzere vergi hukukuna ait ko-

nuları kapsayan, usul ve uygulamaya ilişkin hükümleri ihtiva eden Vergi Usul

Kanunu’nda, kanun maddelerinin ne yolla anlaşılması gerektiği hususuna ışık tu-

tan bir yorum hükmü bulunmamaktadır (…) Vergi Usul Kanunu’na, vergi kanun-

larının ne suretle yorumlanacağı hususunda hüküm vazedilirken hukuk biliminde

uygulanan yorum metotları ve batı ülkeleri vergi hukukunda yer alan yorumlarla

ilgili hükümler incelenmiş ve bilimsel yorumlama metodunun vergi kanunlarının

bünye ve mahiyetine en uygun bir metot olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim

vergi usul hukukumuzda yenilik teşkil eden bu hükmün, vergi uygulamaları ve

vergi ihtilaflarının çözümlenmesinde büyük bir noksanlığı gidereceği ve tatbikat-

ta vergi adaleti ve vergi güvenliğini sağlayıcı bir ortam yaratacağı, idare ve mü-

kelleflere büyük kolaylıklar sağlayacağı şüphesizdir. Ayrıca bu hükmün, iyi bir

vergi uygulaması için gerekli bulunan kazai içtihatları geliştireceği, idare ve yargı

mercilerine kanun maddelerinin uygulanmasında ışık tutacağı muhakkaktır. Mad-

de metninde, ‘vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifa eder.’ denildiğine göre

uygulamalarda ilk olarak olaya ilişkin metin hükmü nazara alınacaktır. Öngörü-

len yorum metoduna göre, olaya ilişkin bir lafzın kanunda mevcut bulunmaması

halinde olay için uygulanacak işlem tayin edilirken veya bir çözüm yolu aranırken,

önce vergi kanununun konuda takip ettiği maksat, hükümlerin kanun yapısındaki

yeri ve diğer maddelerle bağlantısı nazara alınmak suretiyle bir sonuca varılma-

sı ve bu sonuca göre hükümlerin uygulanması derpiş olunmaktadır.”, Maliye ve

Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü, Türk Vergi Kanunları Gerekçeleri

(Vergi Usul Kanunu), C. 3, Ankara, 1988, s. 561-562.