Background Image
Previous Page  158 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 158 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Serkan AĞAR

157

bir hükümle yasakladığı

47

bir sonucu, kanunun izin verdiği alacağın

devri sözleşmesiyle elde etmek ister. Burada dolanlı işlem ciddi olup,

bir hakka dayanır. Ancak yapılmasına sebep olan saik, kanun madde-

sini hükümsüz bırakmaya yöneliktir.

Kanundan kaçınma, bertaraf edilmek istenen kanun hükmünün

yorumuyla tespit edilir. Kanundan kaçınma, kanun koyucunun arzu

edip de açıkça ifade edemediği amaçlarının ihlâl edilmesi ve kişile-

rin de bu amaçları çeşitli saiklerle hükümsüz bırakmasıdır. Kanundan

kaçınma, sinemaya giriş ücretini ödememek için bilet gişesinin arka-

sından dolaşmaya benzetilebilir. Kanundan kaçınmaya bağlanan yap-

tırım dolanlı olarak yapılan ve kanun tarafından yasaklanan işlemin

tâbi olduğu yaptırımdır.

Bu çerçevede kanundan kaçınmanın unsurları şu şekilde sırala-

nabilir:

• Bir işlemin yapılması emredici bir hukuk kuralıyla yasaklanmış

olmalıdır,

48

• Kanunun izin verdiği başka bir işlem yapılmalıdır,

49

• Tarafların yaptıkları işlem, yasaklanan işlemin doğuracağı sonucu

meydana getirmeye elverişli olmalıdır.

Örnekler

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355/1 maddesine göre, kiralayan

gereksinim amacıyla boşaltılmasını sağladığı kiralananı, haklı sebep

olmaksızın, (3) yıl süreyle eski kiracısından başkasına kiralayamaz.

47

1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 63: “(…) işten yasaklanmış olan avukatlar, şahıs-

larına ait olmayan dava evrakını düzenleyemez, icra işlemlerini takip edemez ve

avukatlara ait diğer yetkileri kullanamazlar (…) Avukatlık yapmak yetkisini taşı-

madıkları halde muvazaalı yoldan alacak devralarak ve kanunların tanıdığı başka

hakları kötüye kullanarak avukatlara ait yetkileri kullananlar bir yıldan üç yıla

kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”

48

Kanun, her şeyden önce, bir işlemin yapılmasını emredici bir normla yasaklanmış

olmalıdır. Örneğin; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 873/2 maddesine göre,

borcun ödenmemesi durumunda rehinli taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçe-

ceğine dair bir sözleşme yapılamaz.

49

Taraflar, taşınmaz satış vaadi gibi, emredici normun etkisinden kurtulmak için

onun etki alanına girmeyen ve hukuken izin verilen başka bir işlem yapmış olma-

lıdır.