Background Image
Previous Page  214 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 214 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Erdem ERCAN

213

cek miktarlarda tarh ve tahakkuk ettirileceği ve su bedeli ile birlikte

tahsil edileceği, tahsil edilen miktarın sadece çevre temizlik hizmetle-

rinde kullanılabileceği

öngörül

mekteydi. Buna göre, adı geçen vergi,

vergiden daha çok, (kanalizasyon-atık su) kamu hizmeti karşılığında

ve kamu gücüne dayanılarak alınması,

ücret görünümünde olması

ve sadece

çevre kamu hizmetler

inde kullanılmak üzere özel bir fonda

toplanması yönleriyle mali yükümlülük niteliğindeydi.

10

Nitekimmali

yükümlülükler, Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarında, kişi-

lerden, kimi kamu hizmetleri karşılığında ya da bir hizmet karşılığı ol-

maksızın maliyet-k

â

r esası güdülmeksizin kamu gücüne dayanılarak

alınan paralar şeklinde tanımlanmaktadır.

11

Doktrinde de, kişilerden,

belirli grupların ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla kimi kamu

hizmetleri karşılığında ya da bir hizmet karşılığı olmaksızın kamu gü-

cüne dayanılarak alınan ve çoğunlukla özel fonlarda toplanan paralar

şeklinde tanımlar mevcuttur.

12

Hal böyle iken, Verginin karmaşık yapısı, atık su ile ilgili Çevre

Temizlik Vergisinin (büyükşehirlerde atık su bedelinin) doktrinde üc-

10

Buna karşın, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı kanunla düzenlenen büyükşehir

belediyelerince alınan atık sularla ilgili Çevre Temizlik Vergisi, ‘atık su bedeli’

adı verilen ve tahsili ile takibi özel hukuk hükümlerine tabi bir ücret geliri mahi-

yetindeydi. Tek Çevre Temizlik Vergisine geçildikten sonra da, büyükşehir bele-

diyelerince Çevre Temizlik Vergisi haricinde ve ayrıca alınmaya devam edilmesi

atık su bedelinin bu niteliğini açıkça ortaya koymuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz.

Mehmet Tosuner – Abdullah Tekbaş, “Atık Su Bedeli ve Sıvı Atık Çevre Temizlik

Vergisinin Gelişimi ve Niteliği Üzerine Bir İnceleme”,

Vergi Sorunları Dergi

si,

S.

189, Haziran 2004, s. 33 vd.

11

Anayasa Mahkemesi’nin 26/10/1965 tarihli ve E.1965/25-K.1965/57 sayılı Kara-

rında; çarşı ve mahalle bekçilerinin kamu hizmeti yaptıklarından ve bu nedenle

hizmetleri karşılığında kendilerine ödenen paraların kamu gideri olduğundan

bahisle bu giderin karşılanması için alınan paralar mali yükümlülük olarak ni-

telendirilmiştir. Bkz. Şahnaz Gerek - Ali Rıza Aydın, Anayasa Yargısı ve Vergi

Hukuku, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, Ankara, 2010, s. 60. Anayasa Mahkemesi’nin

31/03/1987 tarihli ve E.1986/20-K.1987/9 sayılı Kararında ise; “Belediye ve mü-

cavir alan sınırları içindeki yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde

edilen kullanma ve sanayi suları için belediye meclislerince düzenlenecek tari-

felere göre, “ücret” adı altında alınan paranın, bir hizmet veya malın karşılığını

oluşturmaması, maliyet-kâr esasına göre belirlenmemesi ve kamu gücüne daya-

nılarak tek taraflı irade ile tespit olunması açısından, belediyeler için vergi benzeri

mali kaynak oluşturduğu açıktır. Bu ödemenin, tarifeye bağlanması ve adına üc-

ret denilmiş olması onun bu niteliğini değiştirmez.” denmektedir. Kazancı İçtihat

Bankası

,

(31/01/2015).

12

Selim Kaneti, Vergi Hukuku, Özdem Kardeşler Matbaası, İstanbul, 1986/1987, s.

6.