Background Image
Previous Page  232 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 232 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Süha TANRIVER

231

böyle bir çaba göstermesini beklemek mümkün olamayacağından, bu

alanda sözü edilen çabayı göstermek, faaliyette bulunmak, doğrudan

doğruya bilirkişilere bırakılmıştır. Yani, bilirkişi, yargı düzeni içeri-

sinde hâkimin yerine geçmemekle birlikte, hâkim veya diğer bir adlî

organ tarafından yapılan görevlendirme çerçevesinde, onun yetki ala-

nına giren faaliyetin önemli bir kısmını üstlenmek suretiyle, alacağı

kararda büyük ölçüde belirleyici ve etkin bir rol oynamakta; yargı

işlevinin daha genel plânda ise klâsik kamu hizmetleri arasında yer

aldığı tartışmasız kabul edilen adalet hizmetlerinin, işleyişine ya da

ifasına katkı sağlamaktadır.

7

Bu nedenle, hâkimle olan işlevsel akraba-

lığı dikkate alınarak, bilirkişinin hukukî statüsünü tanımlamak için,

“ön hâkim”,“yardımcı hâkim”,“hâkim benzeri”,“hâkimin ortağı” kav-

ramları da kullanılmaktadır.

8

Belirtilen bu hususlar bir bütün olarak

gözetildiğinde, özel hukuk tüzel kişilerine, bilirkişilik kurumunun

kapısının aralanması, ciddî sakıncalar doğurabilir. Özellikle, bilir-

kişinin hukukî sorumluluğu ile ilgili olarak, Hukuk Muhakemeleri

Kanunu’nun 285. maddesinde yer alan düzenleme bağlamında, ciddî

problemler ortaya çıkabilir. Özel hukuk tüzel kişileri, genellikle, bi-

lirkişilik görevini üstlenecekse, ticaret şirketi biçimindeki örgütlenme

seçeneklerinden birisini tercih edeceklerdir. Bilirkişilik hizmetinin

kamusal kimliği ve niteliği ile kârlılık ve verimlilik bazlı çalışan tica-

ret şirketlerinin felsefesini ve temel esprisini birbiriyle bağdaştırmak

mümkün değildir. Yine, bu tip bir yapılanmanın varlığı hâlinde, bi-

lirkişilik kurumunun temel nitelikleri arasında yer alan bağımsızlık

ve tarafsızlığın temini bağlamında da, ciddi sıkıntılarla karşı karşıya

kalınabilir. Kaldı ki; Tasarı’nın, bilirkişiliğe kabul şartlarını belirleyen

11. maddesinde de gerçek kişiler baz alınmak suretiyle bir düzenleme

yapılmış; tüzel kişiler bakımından ise, bu bağlamda durumun ne ola-

cağına dair herhangi bir hüküm sevk edilmemiştir. Kendisine işaret

taendigen im Spannugsfeld von Deliksrecht und Staatshaftungsrecht, Diss., Göt-

tingen 1982, s. 185; Holzhammer s. 267; Pieper, H.: Rechtstellung des Sachversta-

endigen und Haftung für fehlerhafte Gutachten (Gedaechtnissschrift für Rudolf

Bruns, München 1980, s. 167-180), s. 177-178; Tanverdi, M.: Medeni Usul Huku-

kunda Bilirkişilik, İstanbul 1991 (Yayımlanmamış Doktora Tezi), s. 111.

7

Tanrıver, Bilirkişilik, s. 35.

8

Blomeyer, J.: Schadenersatzansprüche des im Unterlegenen wegen Fehlerverhal-

tens Dritter, Köln Berlin Bonn München 1972, s. 129-130, s. 171 vd.