

Hukuk Yargısı Bağlamında Bilirkişilik Kanunu Tasarısının Değerlendirilmesi
236
katıldıkları, müzakere sürecinin atlandığı gözlemlenmektedir.
13
Bu,
sağlıklı ve doğru bir yaklaşım değildir. İşaret edilen sakıncalı duruma
meydan vermemek için, mahkemelerin, kurul hâlinde görevlendirme
yapılması hâlinde, bilirkişileri, bir kez de sözlü olarak açıklamalarda
bulunmak üzere, mahkemeye davet etmeleri zorunluluğunu öngören
yasal bir düzenlemenin getirilmesi, kurul hâlinde görevlendirmeyle
güdülen amacın gerçekleştirilmesi ve bilirkişilerin denetlenmesi açı-
sından da, isabetli bir tutum teşkil eder.
Yine, Tasarı’nın 3. maddesinin dokuzuncu fıkrasında aynı konuda
bir kez rapor alınmasının esas olduğuna vurgu yapılmıştır. Her şey-
den önce, bu hüküm, yaptırımı bulunmayan bir hüküm konumunda-
dır. Aynı, konuda birden fazla bilirkişi raporu alınmışsa, bu durumda
ne yapılacağına dair, Tasarı’da, spesifik herhangi bir düzenleme bu-
lunmamaktadır. Bunun bir yana bırakılması kaydıyla, aynı konuda bir
kez rapor alınmasının esas olmasını öngörmek, işin doğası ya da nite-
liği gereği, kanun koyucunun takdir edebileceği bir husus değildir. Bu
konuda, en sağlıklı ve en doğru kararı verebilecek olan mercii, davaya
bakan yargı merciidir. Hâkim, somut olayın koşullarına ve özellikle-
rine göre, aynı bilirkişiden, ek rapor alabileceği gibi, yeni bir bilirkişi
incelemesi de yaptırabilir (HMK m.281, II, III). Bu, konunun takdiri,
tümüyle hâkimin yetki alanı içerisindedir. İşin doğası da, böyle bir tak-
dir yetkisinin hâkime tanınmasını zorunlu kılar. Kaldı ki, Yargıtay’ın,
hâkimin bilirkişi raporuyla bağlı olmayacağı kuralına, ek rapor alma
ya da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırtma şeklinde bir anlam ve içe-
rik yüklemesi de, aynı konuda birden fazla bilirkişi incelemesi yap-
tırılması gibi bir durumu, uygulamada ortaya çıkarmıştır.
14
Anılan
13
Tanrıver, Makalelerim II, s.294.
14
“…Bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli görülmediği takdirde mahkemece
yapılacak iş, ya usulün 283 üncü maddesi gereğince bilirkişiden ek düşünce al-
mak ya da usulün 284 üncü maddesi uyarınca başka bir bilirkişi eliyle yeni baştan
inceleme yaptırtmaktan ibarettir…”
(2.HD.,10.12.1970 5018/6437, RKD., 1971/2,
s.52); “…Gerçekten, hâkim bilirkişi düşüncesiyle bağlı değildir (HUMK m. 286).
Bu hükmün amacı hâkimin uygun görmediği rapor karşısında yeniden bilirki-
şiden mütalaa almasına ve gerekirse bir başka bilirkişinin düşüncesine başvur-
masına imkân sağlamaktır. Bu itibarla hâkimin bilirkişinin yerine geçerek kişisel
düşünce ve müşahedelerine dayanarak hüküm vermesi mümkün değildir…” (2.
HD., 11.9.1975, 6948/6497, YKD., 1976/2, s.144-145); “…Her ne kadar hâkim, bi-
lirkişinin rey ve mütalaası ile bağlı değilse de kanun koyucunun amacı hâkimin
bu gibi hallerde yeni bilirkişi mütalaasına müracaat ederek bu konuda adaletli