Background Image
Previous Page  240 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 240 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Süha TANRIVER

239

Bilirkişinin oy ve görüşü, özellikle, hukuk yargısı bağlamın-

da takdirî deliller arasında yer alır. Nitekim Hukuk Muhakemeleri

Kanunu’nun 282. maddesinde, hâkimin, bilirkişinin oy ve görüşünü,

diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği hususu açıkça vur-

gulanmıştır. Bundan maksat, daha önceden de vurgulandığı üzere,

hâkimin, bilirkişi raporunda yer alan özel veya teknik bilgilerden

hareketle, raporda varılmış bulunan çözümlemenin ya da sonucun

yanlış olduğu kanısına ulaşması hâlinde, gerekçelerine açıkça işaret

etmek suretiyle, bilirkişi raporunun aksine karar verebilmesidir. Bu

genel kurala, Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde, idarî yargı-

yı da kapsar şekilde, bedensel zararların tazminini konu alan dava-

lar bağlamında, hâkimin, tahkikat evresinde bilirkişi raporuyla tutarı

belirlenen tazminatta, hakkaniyet gerekçesiyle artırma ya da indirme

yapamayacağı şeklinde bir düzenlemeye yer verilmek suretiyle, bir

istisna getirilmiştir. Bu düzenleme, bilirkişi raporuyla hüküm arasın-

da hâkimi bir aracı konumuna getireceği için, hâkimin yargısal süreç

içerisinde üstlenmiş olduğu işlev ile anayasal bir kural olan ve hukuk

devletinin (AY m.2) olmazsa olmazları arasında yer alan yargı bağım-

sızlığıyla (AY m.138) çelişmektedir ve bu nedenle de, bir an önce kal-

dırılmalıdır.

Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, bilirkişilerin,

kasten veya ağır ihmâl suretiyle gerçeğe aykırı rapor vermiş ve bu-

nun mahkemece hükme dayanak yapılmış olmasından kaynaklanan

zararlardan doğan hukukî sorumluluğuyla ilgili özel bir hüküm sevk

edilmiş; buna karşılık, raporun hazırlanmasından önceki evrede, rapo-

ra hazırlık bağlamında gerçekleştirmiş olduğu tasarruflardan kaynak-

lanan zararlardan doğan hukukî sorumlulukları ile ilgili herhangi bir

düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu bağlamda da, bilirkişinin üstlen-

miş olduğu kamusal görevin niteliğine ve bu görevin icrası sırasında

taşımış olduğu resmî sıfat ve kimliğe uygun bir biçimde, hukukî so-

rumluluk ile ilgili özel bir düzenleme getirilmesi zarureti mevcuttur.

16

Son olarak, bilirkişinin sadece disiplin değil, cezaî sorumluluğu

bağlamında da özel hükümler sevk edilmesine ihtiyaç vardır. Bu bağ-

16

Nasıl bir düzenleme getirilebileceği konusunda bilgi için bkz. Tanrıver, Bilirkişi-

lik, s.107-109.