

Hukuk Yargısı Bağlamında Bilirkişilik Kanunu Tasarısının Değerlendirilmesi
238
tutum, kanuna aykırı olsa bile,
15
fiilî bir duruma vücut vermiştir. Do-
layısıyla, bu fiilî durum karşısında da, aynı konuda birden fazla rapor
alınması kuvvetle muhtemeldir. Belirtilen bu sebeplerle, Tasarı’nın 3.
maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan kuralın, Tasarı metninden
çıkartılması isabetli olur.
durumda mahkemece önceki bilirkişiden farklı bir uzman bilirkişiden somut ola-
yı Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili 13,14,15. maddelerin-
de yer alan ilkeler ışığında değerlendiren bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre
karar verilmesi gerekirken, bilimsel olmayan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporuna
dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus
bozmayı gerektirmiştir…” (3. HD., 24.2.2014, 2013/19350, 2014/2745).
15
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde yer alan hâkimin, bilirkişi-
nin oy ve görüşünü, diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceğini öngören
kural, aynı Kanun’un, 198. maddesinde yer alan ve kanunî istisnalar haricinde,
hâkimin, delilleri serbestçe değerlendireceği yönündeki düzenlemenin, somut
plânda bir uygulanma biçimidir. Anılan hükümler çerçevesinde, hâkim, bilirkişi
raporunu yeterli görmemekle beraber, raporda yazılı olan özel veya teknik bil-
gilerden hareketle, bilirkişinin raporunda varmış olduğu sonucun yanlış olduğu
kanısına ulaşacak olursa, bunun gerekçelerini ve dayanaklarını açıkça ortaya koy-
mak suretiyle, bilirkişi raporunun aksine de karar verebilmelidir (Üstündağ, s.754;
Ulukapı, s.313; Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, 6. B., İstanbul 2001,
s.2770, s.2780-2781). Aksine bir tutum, hâkimi, bilirkişi raporuyla hüküm arasında
bir aracı haline getirir ki; böyle bir anlayışın, hukuk devleti ve onun ayrılmaz bir
unsurunu teşkil eden yargı bağımsızlığı ilkesiyle (AY m. 2; m. 138) bağdaştırıla-
mayacak olması sebebiyle, kabulü mümkün değildir, Kuru, s.2781. Öte yandan
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında
yer alan düzenlemeler, hâkim, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, aynı bilirki-
şiden ek rapor almak yahut yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırtmak zorundadır
şeklinde de anlaşılamaz. Çünkü, aynı bilirkişiden ek rapor almak yahut yeni bir
bilirkişi incelemesi yaptırtmak, hâkimin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281.
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca, zaten sahip olduğu doğal yetki-
ler arasında bulunmaktadır. Dolayısıyla anılan Kanun’un 282. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan düzenlemeye, 281. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında
yer alan düzenlemelerden daha farklı bir anlam ve içeriğin yüklenmesi zaruri-
dir. Çünkü, yasamayla ilgili olarak genel geçerlik taşıyan bir fiksiyon uyarınca,
yasa koyucu, aynı şeyi iki kere düzenlemez. Aksine bir tutum, abesle iştigâl olur.
Yasa koyucunun abesle iştigâl etmesi, eşyanın tabiatı gereği, yani üstlenmiş oldu-
ğu misyonun doğası gereği, zaten mümkün değildir. Ayrıca, hâkimin, bilirkişi
raporunu serbestçe takdir etmesi ve bilirkişinin raporunun aksine de karar vere-
bilmesi, kendisini bilirkişinin yerine koyması anlamına da asla gelmez. Çünkü,
hâkimin, bilirkişi raporunun aksine karar verebilmesi, sağlam gerekçeler ve da-
yanaklar göstermesi koşuluna bağlıdır. Hâkimi tatmin oluncaya kadar sürekli bi-
lirkişi incelemesi yaptırtmak zorunluluğuyla karşı karşıya bırakmak da, hükmün,
görünüşte hâkim, gerçekte ise bilirkişi tarafından verilmesi anlamına gelir. Bunun
da, yargı işlevinin niteliğiyle, amacıyla ve hâkimin bu bağlamda üstlenmiş olduğu
rolle bağdaştırılması mümkün olamayacağı için, kabulü mümkün değildir.