Background Image
Previous Page  459 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 459 / 617 Next Page
Page Background

Alman ve Türk İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Bilirkişilik Uygulamalarının Karşılaştırılması

458

alınabileceği açıkça düzenlenmiştir. İş yargısında bilirkişilik son dere-

ce önemli bir konu olmakla birlikte, uygulamada önemli problemler

yaşanmaktadır. Nitekim iş mahkemeleri bilirkişi incelemesine en çok

başvuran mahkemelerdendir.

1

Uygulamada hukukî konularda yaygın olarak bilirkişiye başvu-

rulduğu görülmektedir. Bu bağlamda hangi konuların “hukukî”, han-

gi konuların “teknik” olduğu ayrımının iyi yapılması son derece önem

arz etmektedir. Nitekim hukukî konularda bilirkişi raporları alınması,

bu raporlara yapılan itirazlar ve sonrasında alınan ek raporlar usul

ekonomisine aykırılık teşkil etmekle birlikte yargılama sürecini uzat-

maktadır.

2

Uygulamada çelişkili bilirkişi raporları, iş mahkemesi hâkimleri

üzerindeki yoğun iş yükü, iş mahkemelerinde takdir edilen bilirkişi

ücretlerinin diğer mahkemelerdeki bilirkişi ücretlerine oranla düşük

olması, tayin edilen bilirkişilerden bazılarının vasıfsızlığı gibi konu-

larda birtakım problemler yaşandığını görmekteyiz. Bununla birlikte

gerek bazı uyuşmazlıklarda yargılamanın uzun sürmesi gerek çelişki-

li ve tarafsızlığından şüphe duyulan bilirkişi raporları nedeniyle top-

lumda adalete olan güven azalmıştır.

İş uyuşmazlıklarının Yargıtay Hukuk Dairelerindeki % 30-35’lere

varan ağırlığı dikkate alındığında iş yargılamasında var olan problem-

lerin hızlı çözümü için bilirkişilik kurumuna yönelik uygulamadaki

1

Argun Bozkurt, İş Yargılaması Usul Hukuku, 6100 s. HMK. ya Göre Güncellenmiş

4. Baskı, Ankara 2012, s.458; Fatma Başterzi, İş Yargısı, Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Ankara 1999, s.227.

2

Süha Tanrıver, “Hukuk Yargılaması Bağlamında Bilirkişilikle İlgili Temel Prob-

lemler ve Çözüm Arayışları”,

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,

C.11, Özel S.2009, s.578-580. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266. Maddesinin

gerekçesine göre, hâkimin genel hayat tecrübeleri uyarınca sahip olması gereken

bilgiler ve hukuk bilgisi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye

başvurulamaz. Çözümü özel bilgiyi, diğer bir ifade ile hukuk bilimi dışında be-

lirli bir bilim dalının araştırıp ortaya koyduğu sonuçlara ilişkin bilgiyi gerektiren

konularda bilirkişinin oy ve görüşüne başvurmak mümkündür. Hukukun bazı

spesifik alanlarına ilişkin hukuki bilginin, özel bilgi kapsamına dahil edilmemesi

amacıyla kanunda açıkça “hukuk bilimi dışında özel bilgi” kavramı vurgulan-

mıştır. Bkz. Ali Cem Budak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İsviçre Medeni Usul

Kanunu ve Alman Medeni Usul Kanunu İle Karşılaştırmalı Hukuk Muhakemeleri

Kanunu, İstanbul 2011, s.288-289. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 282. madde-

si gerekçesine göre de bilirkişinin oy ve görüşü takdiri bir delil olduğu için hâkim

bilirkişi raporunun aksine de karar verebilir. Hakimin bilirkişi raporunu yeterli

görmemesi mutlaka ek bir rapor alması ya da yeni bir bilirkişi tayin etmesi zorun-

luluğunu doğurmamaktadır. Bkz. Budak, s.310.