6545 Sayılı Kanun ile Getirilen Yenilikler Işığında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda ...
220
değildir.
44
Bu noktadaki tartışma, failin mağdura evlenme vaadinde
bulunması ve bu vaadi sonucunda cinsel eylemleri için mağdurun rı-
zasını alması durumunda suçun oluşup oluşmadığıdır. Evlenme vaa-
di, tek başına hileli bir davranış olarak nitelendirilemez.
45
Mutlaka bu
vaadin yanı sıra failin tüm davranışları bir bütün olarak değerlendi-
rilmeli ve ortaya konulan hileli davranışların mağdurun rıza beyanı
üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi gereklidir.
46
İradeyi etkileyen diğer nedenlerin; ne olduğu ise doktrinde tar-
tışmalıdır. Bu kavramın belirsizliği suçta ve cezada kanunilik ilkesi-
ne aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile eleştirilmektedir.
47
Kanaatimizce
iradeyi etkileyen bir başka nedenden anlaşılması gereken TCK m.33’te
belirtilen sağır ve dilsizlik ile alkol veya uyuşturucu madde etkisidir.
Failin, mağdurun içeceğine ilaç katmak suretiyle onun uyku halinden
faydalanarak yaptığı davranışlar bu kapsamda değerlendirilebilecek-
tir. Katıldığımız görüşe göre; “Mağdurun alkol ya da uyuşturucu mad-
deyi kendi isteği ile almış olması ve bunun sonucunda oluşan sarhoş-
luğundan yararlanılması durumunda da fail suçu iradeyi etkileyen bir
nedene dayalı olarak işlemiş sayılmalıdır”.
48
Açıklamalarımızdan hareketle son olarak ve önemle ifade edilme-
lidir ki, on beş yaşını tamamlamış ve fiilin hukuki anlam ve sonuçla-
rını algılama yeteneği gelişmiş çocuklara karşı rızasıyla gerçekleştiri-
len ancak
cinsel ilişki ya da mağdurun vücuduna sair cisim sokma
boyutuna varmayan davranışlar
, herhangi bir cinsel suça vücut ver-
meyecektir. On beş yaşını tamamlamış ve fiilin hukuki anlam ve so-
nuçlarını algılama yeteneği gelişmiş çocuklar ile rızalarının varlığı
halinde cinsel ilişkiye girmek ise TCK’da ayrı bir suç tipi olarak dü-
zenlenmiştir. Ancak bu suç, çalışmamıza konu olan çocukların cinsel
istismarı suçu değil; TCK m. 104’de düzenlenen reşit olmayanla cinsel
ilişki suçudur.
44
Tuğrul, s.258; Aydın, s. 34.
45
Akçin, s.107; Tuğrul, s. 258-259; aksi yönde görüş için bkz. Memiş Kartal, s. 172.
46
Aydın, s.35; Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 20.01.2014 tarihli 2012/7531 E. 2014/515
sayılı kararı için bkz. Parlar/Banko, s. 126-127.
47
Tezcan/Erdem/Önok, s.361; Horozgil, s. 125-126; Tuğrul, s. 260.
48
Aydın, s.35; aynı yönde görüş için bkz. Horozgil, s. 126; Parlar/Hatipoğlu, s. 166;
Parlar/Banko, s. 98.