Background Image
Previous Page  492 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 492 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Cüneyt UYSAL

491

Her ne kadar TBK’nun 63. maddesinde zorunluluk hali, fiilin hu-

kuka aykırılığını kaldıran haller arasında sayılmış ise de; bina ya da

yapı malikinin sorumluluğu, aynı zamanda bir hakkaniyet sorumlu-

luğu olduğundan zorunluluk halinde hakkaniyet gerektiriyorsa tehli-

ke sorumluluğu doğacaktır.

Zarar tehlikesinin nisbi haklara yönelik olması halinde ise, zarar

tehlikesine yol açanın kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini

ispat etmesi halinde sorumlu olmayacağı değerlendirilmektedir. Zarar

tehlikesine yol açan, her türlü önlemi alsa dahi zarar tehlikesinin ger-

çekleşebileceğini ispat etmesi halinde sorumluluktan kurtulmaktadır.

Bu halde ağırlaştırılmış kusur sorumluluğu bulunduğu kanaatini ta-

şımaktayız.

SONUÇ

Zarar tehlikesinin önlenmesinin, sadece taşınmaz, bina ve yapı

eseri malikinin hukuki sorumluluğu ile sınırlanmasının, uygulama-

da ortaya çıkan ihtiyaçları tam olarak karşılamadığı anlaşılmaktadır.

43

Tehlikeli bir faaliyet yürüten tüm işletmelere yönelik olarak işletme

tehlikesini artıran faktörlere ilişkin olarak genel bir zararın önlenme-

si yolunun düzenlenmesine ihtiyaç olmaktadır.

44

Ayrıca TBK 113 deki

dava hakkının kullanılması yoluyla tehlikenin önlenmesi yöntemi,

acil tedbir alınması gerekli durumlarda etkili sonuç alınabilmesi ba-

kımından tereddüt uyandırabilecektir. Zarar tehlikesi ile karşılaşanın

TBK’nun 63/2. Fıkrasındaki ihkak-ı hak kapsamında malikin mülkiyet

hakkını ihlal ederek resen alacağı tedbirler yeni uyuşmazlıklar ortaya

çıkarabileceğinden 3091 sayılı yasada belirtilen yönteme benzer bir şe-

kilde idari yoldan tehlikenin önlenmesine ilişkin bir yöntemin yasal

düzenleme konusu yapılması önerilmektedir.

43

Doğramacı, a.g.m., s. 59 “Bir başkasını zarardan korumak için davranışta bulun-

ma yükümlülüğü getiren genel bir davranış kuralı yoktur.”

44

Doğramacı, a.g.m., s. 59 “Tehlikeyi önleme konusunda üzerine düşen yükümlülü-

ğü yerine getirmeyen kimsenin davranışının aynı zamanda bir (kusursuz) objektif

sorumluluğa yol açtığı kabul ediliyorsa, kişinin sorumlu tutulabilmesi için ayrıca

kusur sorumluluğunun şartlarının gerçekleşmesi aranmaz.”