Background Image
Previous Page  546 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 546 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Tuğçe ÇAKIROĞLU DEMİRÇİVİ

545

lemeye başlar ve bu zamanaşımı süresi de, yukarıda açıklandığı üzere,

ödemeyi yapan ve rücu eden ile edilen kişi arasındaki hukuki ilişkiye

göre saptanır.

Borçlar Kanunu’nun 128 inci maddesinde zamanaşımının nasıl

hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşı-

mının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir.

Belirtmek gerekir ki, borç belirli bir vadeye bağlanmış ise bu vadenin

bittiği tarihte muacceliyet kesbedeceğinden, aynı Yasanın 130 uncu

maddesi hükmü göz önünde tutularak, zamanaşımı süresinin dolup

dolmadığının hesap edilmesi gerekir. Kanun koyucu burada borçlu-

nun temerrüde düşürülmesi esasından ayrılarak alacağın muaccel ol-

masını kâfi görmüştür. Zamanaşımının başlaması için ayrıca borçlu-

nun sözü geçen Yasanın 101 inci maddesinde yazılı şekilde temerrüde

düşürülmesine lüzum yoktur.

Alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi olan halleri 128 inci

maddenin ikinci fıkrası düzenlemiştir.

Bu hükme göre zamanaşımı haberin verilebileceği günden itiba-

ren işlemeye başlayacaktır.

Kanun koyucu burada haberin verileceği değil, verilebileceği gü-

nün zamanaşımına başlangıç olarak kabul edilmesi gerekeceğini ön-

görmüştür. O halde, bu durumda zamanaşımının başlayabilmesi için

fiilen haberin verilmesi şart olmayıp verilmesi mümkün olan zamanın

tespitini yeterlidir. Haber verebilme ihtiyari bir olaydır. Bu husus ala-

caklı tarafa bırakılmış ise alacaklı verdiği tarihten itibaren bu hakkını

kullanma olanağına her zaman sahiptir. Yani verdiği tarihten itibaren

her zaman borçluya verdiği şeyin ödenmesi için ihbar yapabilir. Bu

itibarla borçlunun temerrüt haline düşürülüp düşürülmediği ve fiili

ihbarın yapılıp yapılamadığı hususları araştırılmadan ödenmesi ihbar

yapılması esasına bağlı borç ilişkilerinde zamanaşımının bu haberin

verilebileceği yani para ve diğer alacakların verildiği tarihin zamana-

şımına başlangıç olarak alınması gerekir.

Borçlar Kanunu’nun 131 inci maddesi gereğince, asıl alacak zaman

aşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına uğrar.

Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımı-

na tabi olur. Borçlar Kanunu’nun 133/2 maddesi uyarınca, alacaklının

dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi

sadece dava konusu alacak için söz konusudur.