Background Image
Previous Page  547 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 547 / 617 Next Page
Page Background

Asıl İşveren ve Alt İşveren Arasındaki Müteselsil Sorumluluğun Yeni Borçlar Kanunu Hükümleri ...

546

Borçlar Kanunu’nun 132/4 maddesinde “Hizmet mukavelesinin

devam ettiği müddetçe hizmetçilerin, istihdam edenlere karşı olan

alacakları hakkında” zamanaşımının işlemeyeceği ve duracağı belir-

tilmiştir. Bu maddenin iş sözleşmesiyle bağlı her kişiye uygulanması

olanağı bulunmamaktadır. Hizmetçiden kastedilen, kendisine ev işleri

için ücret ödenen, iş sahibiyle aynı evde yatıp kalkan, aileden biriymiş

gibi ev halkı ile sıkı ilişkileri olan kimsedir.

Borçlar Kanunu’nun 133 üncü maddesinde, zamanaşımını kesen

nedenler sınırlama getirmeksizin gösterilmiştir. Bunlardan borçlu-

nun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması), bu nedenlerden biridir.

Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi

borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Borç ikrarı-

nın sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde

tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin,

bu iradeyi alacaklıya yöneltmiş bulunması ve ayrıca zamanaşımı sü-

resinin dolmamış olması gerekir. Gerçekte de borç ikrarı, ancak, işle-

mekte olan zamanaşımını keser, farklı anlatımla zamanaşımı süresi-

nin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının kesme yönünden bir

sonuç doğurmayacağından kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.

Borçlar Kanunu’nun 139 uncu maddesi, zamanaşımından feragati

düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, borçlunun zamanaşımı defini

ileri sürme hakkından önceden feragati geçersizdir. Önceden feragat-

ten amaç, sözleşme yapılmadan önce veya yapılırken vaki feragattir.

Oysa daha sonra vazgeçmenin geçersiz sayılacağına ilişkin yasada

herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. O nedenle borç zamanaşımı-

na uğradıktan sonra borçlu zamanaşımı defini ileri sürmekten feragat

edebilir. Zira, burada doğmuş bir defi hakkından feragat söz konusu-

dur ve hukuken geçerlidir. Bu feragat; borçlunun, ileride dava açılması

halinde zamanaşımı definde bulunmayacağını karşılıklı olarak yapı-

lan feragat anlaşmasıyla veya tek yanlı iradesini açıkça bildirmesiyle

veyahut bu anlama gelecek iradeye delalet edecek bir işlem yapmasıy-

la mümkün olabileceği gibi, açılmış bir davada zamanaşımı definde

bulunmamasıyla veya defi geri almasıyla da mümkündür.

Zamanaşımı süresinin dolmasından sonra alacaklıya yönelti-

len borç ikrarının, zamanaşımı definden zımni (örtülü) feragat an-

lamına geldiği, öğretideki baskın görüşlerle ve yargı inançlarıyla da

doğrulanmaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19/11/1963 T.

09.10.20135924-6419 sayılı kararı). Dahası, zamanaşımı süresinin dol-