

TBB Dergisi 2015 (120)
Cengiz OTACI
575
rı kanun karşısında özgür kılmasıdır. Tabii hukuka göre zaten özgür
olan iradeyi, sonradan olan haksız kanunla kısıtlanmış irade karşısın-
da üstün tutmasıdır. Tabii bir hak olan özgürlüğün tercihi, özgür bir
irade ile mümkün olabilir. Kendi özgür olmayan, başkasına özgürlük
veremez.
İnsanın insana tahakkümü olgusu karşısında, insanın bu tahak-
küme direnmesini meşru bir talep olarak kabul etmek gerekir. Egemen
gücün itaat talebi, meşru direnme hakkı olanın onayına muhtaçtır. İta-
at talebi ve direnme hakkı, haklılığın temellendirilmesini gerektirir.
Çağdaş değerlere bağlılık, onlara aykırılık durumda itaat talebinin
reddi ile beklenen onayı vermemektir. Ret ve onay vermeme, bazı po-
zitif normlara aykırı davranmayı, onları çiğnemeyi gerektirecekse, bu
hak, öncelikle bir haklılık durumuna işaret eder.
7
Modern devlet, şiddet araçlarını tekeline almıştır. Kanun, şiddetin
araçlarını, derecesini, miktarını, süresini, kullanıcılarını ve yerini or-
ganize eden metinlerdir. Kısaca hakların, yükümlülüklerin, yaptırım-
ların ve infazın kanunlar yoluyla tanımlanması şiddetin tekele alın-
masıdır. Hâkimler, modern devletin meşru şiddete ilişkin metinlerini
yorumlayan ve uygulayan kişiler olarak ister istemez kurumsallaşmış
şiddetin bir parçası konumundadırlar. Kanun koyucunun kanun yo-
luyla başvurduğu şiddet ile hâkimlerin yorum ve uygulama yoluyla
uygun bulduğu şiddet arasındaki tek fark, hukuktur. Hâkimler, hu-
kuka uygun olmak koşulu ile gerektiğinde ve takdir hakları ile sınır-
lı olmak üzere kararları ile şiddet kullanımına iştirak eder. Modern
demokrasilerde ve demokratik toplumlarda hâkimlerden beklenen,
hukuk metinlerinin ya da metinlerin hazırlanması sırasında oluştu-
rulan gerekçelerin tavizsiz uygulayıcıları ve köleleri olmak değildir.
Kanun hukuka uygun değilse, demokratik toplumun değerlerine ve
insan haklarına aykırı ise, adalet içeriğinden yoksunsa, eşitliği ortadan
kaldırıyorsa, içerdiği şiddeti benimsemek ve aynen uygulamak, huku-
kun ve insan haklarının karşısında yer alarak meşru olmayan şiddetin
aracı olmaktan başka bir anlam taşımaz.
8
7
Ökçesiz, Sonbahara s. 26-30
8
Benzer düşünceler için Bkz Peczenik’ten naklen Ertuğrul Uzun, Akıl Tutkunu Hu-
kuk, İstanbul 2010, s. 40-42