Background Image
Previous Page  580 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 580 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Cengiz OTACI

579

yönünden önemli” olması, “anayasalar ve anayasal belgelerde” yer

verilmesi” gerekçeleri ile parti kapatma nedeni olamayacağına karar

vermiş, direnme hakkının anayasaların ruhunda bulunduğuna işaret

etmiştir.

Hazırlıklarına 1955 yılında başlanan Federal Almanya Cumhuri-

yeti Anayasasının 17. Değişikliğine ilişkin kanun, 1968 yılında kabul

edilmiştir. Bu değişiklikle Anayasanın 20 maddesi şu şekildedir;

Madde 20. Devletin ana ilkeleri; direnme hakkı

(1) Almanya Federal Cumhuriyeti, demokratik ve sosyal bir Fede-

ral Devlettir.

(2) Egemenlik tümüyle halkındır. Halk, egemenliğini, seçimler ve

oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle do-

nanmış özel organlar eliyle kullanır.

(3) Yasama, anayasal düzene, yürütme ve yargı organları ise yasa

ve hukuka bağlıdırlar.

(4) Bu Anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese kar-

şı, başka bir çözümün bulunmaması halinde, bütün Almanlar direniş

hakkına sahiptir.

Demokratik hukuk devleti ilkeleri ile dokunulmaz ve devredilmez

insan hakları, yeryüzünde her insan topluluğunun, barışın ve adaletin

temeli olduğundan, günümüzde direnme hakkının en önemli konusu-

nu teşkil eder. Hiçbir yönetim, bu ilkeleri kaldıracak, askıya alacak ya

da geciktirecek kanunlar yapamaz. Radbruch formülü, Hitler dönemi

Almanya’sında yaşanan insan hakları ihlali temelinde, direnme hak-

kının hukuki boyutunu gündeme taşıyan önemli bir ilkedir. Pozitif

hukuk karşısında tabii hukukun gücünü gösterir.

I) Hukuki Pozitivizmin Egemenliği

Düzen ve istikrar bağlamında yöneten-yönetilen ilişkisi açısından

hukuk, her zaman sorunlu bir alan olagelmiştir. Ortaçağda hukuku

üreten ve uygulayanlar, istisnasız egemen sınıfın üyeleriydi. Modern

öncesi dönemde hukukun üretim ve uygulamasının sınıfsal ve araç-

sal niteliğini hemen fark etmek mümkündü. Antik Yunanda, Roma’da