Previous Page  452 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 452 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

Deniz AKÇAY

451

Nauru’nun, 1968’de bağımsızlığının tanındığı Birleşmiş Mil-

letler kararına dayanarak, Avustralya’nın vesayeti altında bulunduğu

dönemde ülkesindeki fosfat madeninin işletilmesi sonucu uğradığı

zararın giderilmesi yolundaki talebini 1983 yılında UAD’ne intikal et-

tirmesi üzerine Avustralya, başvurunun gecikmiş olduğunu ileri sü-

rerek reddedilmesi talebinde bulunmuştur. UAD, Avustralya’nın ipti-

dai itirazına ilişkin değerlendirmelerinde, her şeyden once, Nauru’nun

talebinin dikkate alınması açısından bir zaman kısıtlaması bulunma-

dığına işaret etmiş olmakla birlikte, gecikmiş talep dolayısıyla gerek

olayların saptanması, gerek uyuşmazlığa uygulanacak hukuk açısın-

dan Avustralya’nın mağdur olup olmayacağının da dikkate alınacağı-

nı belirtmiştir.

18

İlk bakışta AİHM’nin Nauru kararına dayanarak IV. Rum başvu-

rusunda da Türk Hükümeti’nin itirazını reddetmesinin isabetli olabi-

leceği kabul edilebilir görünüyorsa da, UAD kararındaki usuli aşama

ile GKRY’nin gecikmiş tazminat başvuruları arasındaki nitelik farkı

gözardı edilmemelidir :

Her şeyden önce, Nauru‘nun Avustralya vesayeti altında bulun-

duğu dönem sırasında ülkesindeki fosfat madeninin işletilmesinde

uygulanan yöntemler sonucunda uğradığı zararın giderilmesi konu-

su, Nauru ile Avustralya arasındaki uyuşmazlığın esasına ilişkin olup,

UAD’deki yargısal sürecin usuli kurallarıyla bağlantılı değildir. Buna

karşılık, GKRY’nin IV. Rum başvurusu çerçevesindeki tazminat talep-

lerinin kabul edilip edilemeyeceği tamamen AİHM’nin İçtüzüğündeki

usul kurallarıyla bağlantılı idi

. Bu bakımdan, GKRY başvurusunda,

tarafların esasa ilişkin yargısal çıkarlarının AİHS hukukunun

maddi

kurallarına

uygunluğunun değerlendirilmesinden önce, AİHM’nin,

hukuksal güvenliğin sağlanması bakımından,

kendi

İçtüzük

kuralla-

rını uygulaması beklenirdi.

Ancak Mahkeme, zaman itibarıyla yet-

kisinin sorgulandığı bir uyuşmazlıkta bu önemli parametreyi dikkate

almamıştır.

18

“ . it would be for the Court, in due time, to ensure that Nauru’s delay in seising it

will in no way cause prejudice to Australia with regard to both the establishment

of the facts and the determination of the content of the applicable law.”Nauru,

par. 36.