Previous Page  131 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 131 / 473 Next Page
Page Background

Bilgi Edinme Hakkının Sınırları ve Devlet Sırrı

130

III. DEVLET SIRRI

Doktrinde, hâlâ herkesçe kabul edilebilir bir tanımı yapılmamış ise

de “

devlet sırrı”

; devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri, mahi-

yeti gereği gizli kalması gereken bilgi-belgeler ve yetkili makamların

gizlilik verdiği bilgi ve belgeler olarak tasnif edilmektedir.

105

Devlet

sırrı kavramı, kişinin

“bilmesine izin verilen alan”

ile

“bilmesi yasaklanan

alanı”

belirlemenin aracı olarak da kullanılmaktadır. Devlet sırrının is-

tisnai bir hüküm olması ve idarenin bilgi verme ödevini ve bireylerin

bilgi alma hakkını düzenleyen genel bir kanunda tanımlanması ge-

rektiği savunulmuştur.

106

Farklı bir yaklaşımla devlet sırrı kavramının,

“efradını cami ağyarını mani”

yani gerekli olan mevzuları içeren ancak

ayrıntıya kaçmayacak şekilde yasal bir tanımının yapılması ya da han-

gi bilgi ve belgelerin devlet sırrı kavramının kapsamına gireceğinin

sayma yoluyla belirlenmesi gerektiği de ifade edilmişti.

107

Genel bir ta-

rif vermek gerekirse devlet sırrı; devlet gizliliği kapsamına giren açık-

lanması halinde devlet emniyetine, dış ilişkilerine, milli savunmasına

ve milli güvenliğine açıkça zarar verecek olan bilgi ve belgelerdir.

108

Devlet güvenliği, devletin a’li menfaatleri, devlet gizliliği gibi

kavramlarla da ifade edilen devlet sırrı, hemen-hemen her ülkede be-

nimsenmiş bir husustur. Devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgeler,

devletin güvenliğini tehlikeye düşüreceği ve diğer devletlerle ilişkile-

rini bozacağı gerekçesiyle gizli tutulur. O halde devletin güvenliği ve

çıkarları açısından açıklanması sakınca doğurabilecek bazı bilgilerin

saklı tutulması bir gerekliliktir. Ancak bu bilgi ve belgelerin kapsamı-

nın ne olduğunun tespiti ve gerçekten gizlilik gerektirenlerin belirlen-

mesi önem arz etmektedir.

109

Aksine yaklaşımlarda, devletin gerçek

çıkarlarının yerini, devletin sözde çıkarları alır. Sancar’ a göre bunu

esas alan zihniyetin anlayışında, devlet bu çıkarlarını gerçekleştirmek

için herhangi bir sınır tanınmaz, böyle bir zihniyetin tarihi ise “kir ve

kan” ile yazılabilir.

110

105

Zeki Hafızoğulları, “Ceza Hukuku Düzeninde Devlet Sırrı”,

Hacettepe Hukuk

Fakültesi Dergisi

, 2/2, 2012, s. 173-174.

106

Özkan, s. 86-87

107

Ramazan Yıldırım, Türk İdare Hukuku Açısından İdari Başvurular, Akader Y.,

No: 3, Diyarbakır, 2003, s. 236-237.

108

Kaya, s. 49.

109

Özkan, s. 86-87.

110

Mithat Sancar, Devlet Aklı Kıskacında Hukuk Devleti, İletişim y., 6. B, İstanbul,