Previous Page  132 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 132 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Yusuf Ziya POLATER

131

BEDK konuya ilişkin bir kararında; Türkiye’nin stoklarında bulu-

nan ve toprağa döşeli ne kadar mayının olduğu, mayın olduğu bilinen

veya mayın olduğundan şüphelenilen yerlerin nereler olduğu, bugüne

kadar ne kadar mayın imha edildiği, mayınların imhasına ilişkin bir

program ve bu programa ilişkin bir takvimin olup-olmadığına ilişkin

bilgi taleplerinin devlet sırrına ilişkin olması nedeniyle bilgi edinme

hakkı kapsamı dışında olduğuna karar vermiştir.

111

Başka bir kararın-

da; Türkiye-Yunanistan arasında her iki ülkenin birbirine verdiği no-

talara ilişkin bilgi taleplerinin devlet sırrına ilişkin olması nedeniyle

bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğuna karar vermiştir.

112

Devlet sırrının neredeyse temelini oluşturan milli güvenlik kav-

ramı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yönetmeliği’nin 3.

maddesinde;

“Devletin anayasal düzeninin, millî varlığının, bütünlüğünün,

milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dâhil bütün menfa-

atlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması

ve kollanması”

olarak tanımlanmıştır. Esasında bu ifadelere tek-tek ba-

kıldığında hepsi birbiri içine girmiş, sınırlarının tam olarak nerede

başlayıp ve nerede biteceği belli olmayan, her türlü suiistimale açık

kavramlar olduğu görülmektedir. Bu zaviyeden devletin sırlarına

hudut çekmenin imkânı pek mümkün görünmemektedir. Onun için

sınırlamaları ve sırları, “

şeffaf devletin

” ve “

hukuk devletinin

” ve “

demok-

rasinin

” bir gereği olarak dar yorumlamak gerekliliği açıktır. Ancak

bunun yeterli olmayacağı değerlendirilmektedir. Bu sebepten dolayı,

özellikle suiistimale açık olan ve vatandaşı-halkı doğrudan etkileyen,

devlet sırlarında

“iç tehdit”

anlayışına son verilmelidir. Nitekim de-

mokrasinin özü

“halkın-halk için yönetilmesi

” olarak ifade edilmektedir.

Bu bakışla devletten önce halk, yani vatandaş gelmektedir. Bir devlet

vatandaşını iç tehdit olarak görmemelidir. Zira iç tehdit olarak algıla-

nan her türlü olumsuzluğa (vatandaş, örgüt, yapı, topluluk..vb.) karşı,

devletin gerekli kurumları (Emniyet, Yargı..vd.) yasal planda gerekeni

yapmak durumundadır. Bu hukuk devletinin de bir gereğidir. O halde

açıklanmadığı ya da açıklanamadığı için özünde hukuksuzluk barın-

dırdığı değerlendirilen, algılanan, “

devlet sırrı

” uygulamasının, devle-

tin vatandaşına karşı da uygulanması, hukuksuzluğa kılıf olacağı gibi,

2012, s. 25.

111

BEDK, KT. 11.02.2005, KS. 2005/98.

112

BEDK, KT. 27.05.2010, KS. 2010/880.