

TBB Dergisi 2016 (122)
D. Çiğdem SEVER
177
İtiraz başvurusunda maddenin kapsamının belirsiz olması nedeniy-
le hukuki belirlilik ilkesi bağlamında 2. maddeye, idareye geniş bir
düzenleme alanı tanıması nedeniyle yasama yetkisinin devredil-
mezliği ilkesine aykırılık iddia edilmiştir. Anayasa ve temel hak ve
özgürlüklere ilişkin uluslararası andlaşmaların hukuk sistemindeki
yerine ilişkin 11. ve 90. maddeler dışında gerekçedeki bir başka un-
sur Anayasa’nın 38/3. maddesindeki yasallık ilkesiyle ceza hukukun-
daki kıyas yasağına ilişkindir. Başvuruda neyin gereksiz marş ya da
slogan olarak değerlendirileceğinin belirsiz olduğuna ve bu disiplin
cezasının Anayasa’nın 26. maddesindeki ifade özgürlüğüne ilişkin
hükme aykırı olduğuna dayanılmıştır. Başvuruda ifade özgürlüğüne
yönelik bu sınırlamanın
şiddete çağrı ve teşvik, kin ve nefret söylemi, haka-
ret içermeyen
ifadeler bakımından ve müdahalenin gerekli olup olma-
dığı noktasında uygulayıcıya sübjektif takdir yetkisi tanıması temel
gerekçeyi oluşturmuştur. Gerçekten de disiplin hukuku gibi bir hak-
kın sınırlandırılmasına yol açabilen idari işlemlerde idarelere tanınan
takdir yetkisinin olabildiğince belirli olması yasallık ilkesinin de bir
gereğidir ve gereksiz marş ve slogan atmak şeklindeki suç idareye son
derece geniş bir takdir yetkisi vermektedir.
113
Anayasa Mahkemesi’nin
kararlarında daha fazla atıf yapmaya başladığı hukuki belirlilik kav-
ramı
114
özellikle idarelere tanınan takdir yetkisinin hak ve özgürlük
rejimi bakımından fazla geniş tutulduğu durumlarda gündeme gel-
mektedir.
İ
dareye takdir yetkisi verilen durumlarda, bu yetkinin belli
ölçüt
lere bağlanması ve bu ölçütlerin olabildiğince objektif ve belirgin
olması iyi işleyen bir idarenin de koşuludur. Bununla beraber, belirle-
nen ölçütlerin genel ve soyut kavramlar olması ve potansiyel olarak
sonsuz sayıda duruma karşılık gelmesi gereği nedeniyle idarelere tak-
dir yetkisi verilmesini zorunlu kılan çerçeve hüküm (
Generalklausel
)
113
Benzer görüş için bkz. Berkay Mandıracı, Türkiye’de Ceza İnfaz Politikaları ve
Kurumlarına İlişkin Yapısal Sorunlar Ve Çözüm Önerileri, TESEV Yayını, 2015, s.
32.
114
Bu konuda en önemli kararlardan biri Avukatlık Kanunu’nun 5. maddesinde
mesleğe giriş koşulu olarak düzenlenen “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tu-
tum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak” hükmünün iptalidir. (E. 2012/116,
K. 2013/32, 28.2.2013) Buna karşılık mahkeme Devlet Memurları Kanunu’nda di-
siplin suçu olarak öngörülen “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve dere-
cede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” hükmüyle ilgili başvu-
ruyu ise reddetmiştir. (E. 2013/110, K. 2014/8, 16.1.2014) Mahkemenin gerekçeleri
değerlendirildiğinde bu iki karar arasındaki farkın dayanağının birinin disiplin
suçu olarak düzenlenmesi olduğu anlaşılmaktadır.