Previous Page  180 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 180 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

D. Çiğdem SEVER

179

içerisinde ilerletememesi sonucunu doğuracaktır

” ifadelerine yer verilmiş-

tir. Kararda zorunlu hallerin istisna olarak getirilmesi ve bu şekilde

esneklik sağlanmış olması nedeniyle hükmün Anayasa’ya aykırı olma-

dığına karar verilmiştir.

Her ne kadar yukarıda değinildiği üzere genel ifadelerin varlığı

doğrudan anayasaya aykırılık anlamına gelmeyecekse de bu sınırlan-

dırmanın ölçülü olup olmadığı değerlendirilmelidir. Karara karşıoy

yazan üyelerin gerekçesinde ziyaretçiler bakımından bir sınırlandır-

ma yapılabilecekse de bu şekilde bir sınırlandırmanın ölçülülük ilkesi-

ne aykırı olduğu vurgulanmıştır. İtiraz başvurusu yapan mahkemenin

de belirttiği üzere ziyaretçilerinin gelmekten vazgeçmesi durumunda

ziyaretçi isimleri değiştirilemediği için dış dünyayla iletişim kurma

ya da izole edilmeme hakkı ölçüsüz biçimde sınırlandırılabilecektir.

Hakkı sınırlayan değil, yasağı esas alan bu düzenleme karşısında uy-

gulamada da ölçüsüz uygulamalar ve hak sınırlamalarının gündeme

gelmesi azımsanacak bir ihtimal değildir; çok sayıda olmasa da Da-

nıştay ve Yargıtay’ın önüne bu konuda çeşitli davalar gelmiştir.

117

Bu

şekilde yasağı esas alan ve herhangi bir esneklik olanağı tanımayan

genel yasağın meşru ve zorunlu olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Ziyaretçiler bakımından bir sınırlama getirilmesi olağan ise de söz ko-

nusu düzenlemenin yasağı kural haline getiren ve hakkın özüne do-

kunan, ölçüsüz bir müdahale niteliğinde olduğu dikkate alınmalıdır.

b. Anayasa Mahkemesi’nin Konuyla İlgili Bireysel Başvuru

Kararları

Hapsedilenlerin hak ihlallerinin incelenebileceği yargısal meka-

nizmalar bulunmakla birlikte insan hakları bakımından özgül bir

117

Bir davada bir hükümlü altmış günlük süre içerisinde isim bildirmemesine kar-

şılık daha sonra isim bildirme talebinde bulunmuş ve süre geçtiğinden redde-

dilmiştir. Bu işleme karşı yapılan itiraz da reddedilmesine karşılık Yargıtay 1.

Ceza Dairesi hükümlünün ceza süresinin uzunluğunun da yasada belirtilen zo-

runlu hallerden biri olarak gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. (E. 2013/2985, K.

2013/4744, 3.7.2013.) Danıştay ise ziyaretçilere ilişkin yasada açık ya da kapalı

ceza infaz kurumu ayrımı yapılmamasına karşın Yönetmelikte bu tür bir ayrım

yapılması nedeniyle ilgili hükmü ve Adalet Bakanlığı’na ziyaretçi belirleme ko-

nusunda yasanın açıkça yetki vermemesi nedeniyle Adalet Bakanlığının ilgili

düzenlemesini iptal etmiştir.(Danıştay 10. Daire, E. 2006/5393, K. 2009/10123, T.

2.12.2009 ve kararın onanmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E.

2010/909, K. 2010/2523, T. 23.12.2010)