

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Kanun Yararına Bozma
230
Hâkimin takdir hakkı kapsamında değerlendirilmediği içindir ki
suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Yargıtay’ın cezanın tüm
hüküm ve neticeleriyle kaldırılmasına karar vermesi hali bu bent kap-
samında değerlendirilir.
79
Buna karşın mahkemenin cezaların artırımı veya indirimi sırasın-
da hata yaparak fazla ceza tayin etmesi nedeniyle daha az bir cezaya
hükmedilmesi, zorunluluğa uyulmadığından TCK’nun 50/3. madde-
sine göre hükmolunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara dönüştü-
rülmesine karar verilmesi,
80
hapis cezası yerine adli para cezasına veya
79
“Kamu alacağının tahsiline engel olma suçunda; uyuşmazlık; suçun unsurlarının
oluşup oluşmadığı hususunda yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmasının
olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. Suçun unsurlarının oluşup
oluşmadığının belirlenmesi hususu hâkimin takdir hakkı veya kanıtların takdir
ve tercihiyle ilgili bir konu olmayıp delillerin değerlendirilmesine ilişkin ciddi bir
hukuka aykırılık halini oluşturduğundan yasa yararına bozma konusu yapılması
olanaklıdır. Özel Dairenin ‘kesinleşen hükümlerde delil ve takdirde hataya dü-
şüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği’ gerekçesiyle
yasa yararına bozma isteminin reddine karar vermesinde isabet bulunmamakta-
dır” (CGK., 5.5.2009 T., 2009/7-74 E., 2009/119 K.,
www.kazanci.com., yararlan-
ma tarihi: 10.07.2015).
80
CGK., 29.1.2013 T., 2012/14-1324 E., 2013/27 K. sayılı kararında; “5237 sayılı
TCK’nun 50/3. maddesi ile daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak
koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasının, aynı mad-
denin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunlu kılınmış,
herhangi bir takdire bağlanmamıştır. Bu nedenle maddede yazılı şartların oluş-
ması halinde başka herhangi bir değerlendirme yapılmadan özgürlüğü bağlayıcı
ceza seçenek yaptırımlardan birisine dönüştürülecektir.
Söz konusu hukuka aykırılık ( d ) bendinde sayılan hükümlüye daha hafif bir
cezanın verilmesini gerektirmesi hallerinden olup, dolayısıyla Yargıtay ilgili dai-
resince doğrudan uygulama yapılması zorunludur.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 05.06.2012 gün ve 6-215 ile 27.03.2012 gün ve
493-127 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da, CMK’nun 309/4-d
maddesi uyarınca, 5237 sayılı TCK’nun 50/3 maddesine göre hükmolunan hapis
cezasının seçenek yaptırımlara dönüştürülmesine Özel Dairece karar verilmesi
gerektiği sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde görüş bildirmiş, buna karşın “karşı oy”
yazısında; “TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlara uygun-
luğun tartışılması, bir takdir hakkının kullanılmasını, hükmedilecek adli para ce-
zasının ya da tedbirin, bu fıkra hükmündeki ifadesiyle, ‘suçlunun kişiliğine, sos-
yal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun
işlenmesindeki özelliklere göre’ bir değerlendirme ile bireyselleştirmede bulunu-
larak uygulama yapılmasını, hatta 50. maddenin 1-f bendindeki, ‘mahkûm olunan
cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya
yararlı bir işte çalıştırılma’ tedbirine hükmedebilmek için bunun sanığa sorularak
gönüllülük şartının da yerine getirilmesini gerektirmektedir.
Bir hapis cezasının seçenek yaptırımlardan hangisine çevrileceği yönündeki tak-
dir hakkının kullanılmasının, bir usul kuralı olmadığı ve bu nedenle 309/4-b ben-
dindeki hükme uymadığı ifade edilmekte ise de, ( b ) bendinde öngörülen ‘dava-