Previous Page  232 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 232 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Ezgi AYGÜN EŞİTLİ

231

idari para cezasına hükmedilmesi “daha hafif bir cezanın verilmesini

gerektiren hale” örnek teşkil etmektedir.

Söz konusu hallerde bozmanın ardından ilk derece mahkemesin-

ce yargılama yapılması mümkün değildir. Yeniden yargılama yapılan

hallerde verilen karar, CMK’nun 309/4-d bendinde ifade olunan ve ilk

derece mahkemesince yeniden yargılama yapılmasını yasaklayan açık

hüküm gereği yok hükmünde olacaktır.

SONUÇ

Kanun Yararına Bozma olağanüstü kanun yoluna ancak ilk derece

mahkemesince verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksi-

zin kesinleşen karar ya da hükümlere karşı gidilebilir.

Kesinleşme koşulu gerçekleşmeyen karar veya hükümler kanun

yararına bozmaya konu olamazlar.

Öte yandan kanun yararına bozma, TCK’nun 309. maddesi gere-

ği “karar (mahkeme ya da hâkimlik makamı kararı)” ya da “hükme”

karşı gidilebilen bir yol olduğundan, ceza hâkimi veya ceza mahkeme-

si tarafından CMK’nda ifade olunan yöntemlerle verilmeyen kararlara

karşı bu yola başvurulamaz.

Kanun yararına bozma yoluna başvurabilmek için kararın ya da

hükmün hukuka aykırı olması gerekmektedir.

CMK’nun 309. maddesinde her ne kadar karar veya hükmün “hu-

kuka aykırı” olması gerektiğinden bahsedilmişse de nelerin “hukuka

nın esasını çözümleyen bir işlem’den anlaşılması gerekenin sadece usul işlemleri

olduğuna ilişkin bir yasal metnin mevcut olmadığı açıktır. İnceleme konusu dos-

yadaki cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmesi yönündeki uygulamanın davanın

esasını çözümleyen bir işlem olduğu şeklindeki yoruma bizi götürecek bir veri

de mevcut değildir. Bu nedenle, seçenek tedbirlerin uygulanmasına ilişkin tak-

dir hakkının kullanılmasını gerektiren işlemler, CMK’nın 309/4. maddesinin ( d )

bendine değil, ( b ) bendine uymakta ve kanun yararına bozma işlemi sonrasında

mahkemesince yargılama yapılarak sonuca varılmayı gerektirmektedir.

CMK’nın 309/4-d bendindeki hükmün kanaatimizce çok geniş bir yoruma tabi

tutularak, davanın esasını çözmeyen, bir hapis cezası hükmünün seçenek tedbir

ya da adli para cezasına çevrilmesi zorunluluğuna ilişkin uygulamanın, cezanın

indirilmesi olarak kabul edilip, kişiselleştirme uygulamasına ilişkin önceki Ceza

Genel Kurulu ve İçtihadı Birleştirme kararlarına aykırı olarak, Yargıtay Dairesin-

ce karar verilmesi gerektiği yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum”

ifadelerine yer verilmiştir

(www.kazanci.com

., yararlanma tarihi: 10.07.2015).