Previous Page  299 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 299 / 473 Next Page
Page Background

Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartların Bağlayıcı Olmamasının Sonuçları

298

konusunu teşkil etmek üzere, önceden tespit ettiği birtakım kayıtları

41

, başka

bir görüşe göre,

“Müteşebbisin ileride kurmayı düşündüğü ve işletmenin

uğraşı alanına giren sözleşmelerinin muhtevalarının, önceden ve tek taraflı

olarak tayin ve saptanmasını”

ifade eder.

42

Türk Borçlar Kanunu m.20’de

“Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayı-

daki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak

karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.”

şeklinde tanımlanmıştır. Bu

tanımlardan görüleceği üzere, sözleşme koşulları, ileride yapılacak

çok sayıdaki sözleşmenin içeriğini oluşturmak amacıyla, önceden tek

yanlı olarak hazırlanmış ve karşı tarafa sunulmuşsa, bu hükümler fi-

ilen kaç sözleşmede kullanılmış olursa olsun, ilk kullanıldığı sözleş-

me dahil genel işlem koşulları sayılır ve yasa denetimine tabi olurlar.

43

41

Kenan Tunçomağ, 1962 Yılında Yayınlanmış Borçlar Hukuku İle İlgili Yargıtay

Kararları Üzerine Kısa İncelemeler, BATİDER,

C.II

, Yıl 1964 s.443.

42

Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.205.

43

Reisoğlu s.72; Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6098 Sayılı Türk

Borçlar Kanunu’na Göre Hazırlanmış,Yetkin Yayınları, 14.Bası, Ankara 2012,

s.215 vd; TBK.m20 gerekçesinde de bu durum şu şekilde açıklanmıştır;“Borçlar

Hukuku’nun temelini bireysel sözleşme modeli oluşturmaktadır. Bireysel sözleş-

me denilince. Borçlar Kanunu’nun 1 inci ve devamı maddeleri anlamında öneri,

karşı öneri ve kabul gibi en sonunda irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşma-

sı sağlanıncaya kadar, sözleşmenin her hükmünün tartışma ve pazarlık konusu

yapıldığı sözleşmeler anlaşılır. Ancak, çağımızın sosyal ve ekonomik gelişimleri,

kitlelere yönelik hizmet gereksinimini yaratmış ve bunlar için üretim zorunlulu-

ğu doğurmuştur. Buna bağlı olarak, bireysel sözleşme modeli yanında, yeni bir

sözleşme modeli ortaya çıkmıştır. Bankalar, sigorta şirketleri, seyahat ve taşıma

işletmeleri, dayanıklı tüketim mallan üretimi ve pazarlaması yapan girişimciler,

bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alın-

mış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda,

ancak aynı şekil ve tipteki hukukî işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırla-

nan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür

sözleşmelere, “tip sözleşme”, “kitle sözleşme”, “katılmalı sözleşme” ya da “for-

müler sözleşme” denilmektedir. Kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin

kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlıklar yapılması söz konusu değildir.

Hatta, çoğu zaman fiyat konusu bile tarifelerle belirlenmekte ve pazarlık dışı bıra-

kılmaktadır. Girişimci karşısında sözleşmenin diğer tarafı, ya kendisine dayatılan

koşullarla sözleşmeyi kuracak ya da söz konusu sözleşmenin içerdiği edim veya

hizmetten vazgeçmek zorunda kalacaktır. Başka bir ifadeyle, birey önüne konulan

metin karşısında, sadece “evet” ya da “hayır” diyebilecek, buna karşılık, “evet,

ama” seçeneğinden yoksun olacaktır. Hizmet ya da edimden hiç yararlanmama-

nın söz konusu olmaması ve “evet, ama” deme olanağı bulunmaması karşısında,

bireyin bu tür sözleşmelerin uygulanmasında kanunla korunması zorunluluğu

ortadadır. Tasarıda, genel işlem koşullarının tâbi olduğu geçerlilik kuralları, bun-

lara aykırılığın yaptırımları ve genel işlem koşullarının yorumlanması gibi konu-

ların açıklığa kavuşturulması amacıyla, bütün sözleşmeleri kapsayacak emredici

genel hükümler şeklinde düzenlenmesi zorunlu görülmüştür.”