Previous Page  302 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 302 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Süleyman TOPAK

301

durum da ortaya çıkmaktadır. Oysa 4077 sayılı Tüketicinin Korun-

ması Hakkındaki Kanun’un 6.maddesine 14.03.2003 tarihinde eklenen

ve Borçlar Kanunu’ndaki genel işlem şartları ile aynı nitelik taşıyan

haksız şartlara ilişkin düzenleme aynı tarihte Borçlar Kanunumuza

eklenseydi konu daha adil bir çözüme kavuşmuş olacaktı. Nitekim

2003 yılından 2012 yılına kadar genel işlem şartı taşıyan sözleşmeleri

imzalayan gerçek veya tüzelkişi tacirler de şu an TBK’da bulunan GİŞ

denetiminden faydalanarak gereksiz yere maddi ve manevi hak ka-

yıplarına uğramayacaklardı.

48

11. maddeleri uyarınca şirketin sözleşmeden kaynaklanabilecek muhtemel hakla-

rına teminat teşkil etmesi için üreticilerin imzalı boş teminat senedi verme mec-

buriyetine tabi tutulduğu hususları nazara alındığında açıkça davalının menfaa-

tine aykırı olduğu, sözleşmenin 8.-9.-10.-11. maddelerinin haksız şart niteliğinde

olduğu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve 21. maddesi ile, 6101 sayılı

Kanun’un 2. maddesi uyarınca yazılmamış sayılması gerektiği kanaatine varıldı-

ğından davacı tarafça davalıya yapılan ayni ve nakdi yardım miktarları ile, davalı

tarafından davacı tarafa teslim edilen domatesin fiyatı ile işlemiş faizi dikkate alı-

narak aradaki farkı hesaplayan bilirkişi raporuna itibar olunarak davanın kısmen

kabulüne karar verilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve

Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesi, Türk Borçlar Kanununun zaman

bakımından uygulanmasında genel kural olarak, geçmişe etkili olmama kriterini

benimsemekle birlikte, anılan yasanın 2. maddesinde ise bu kuralın istisnalarına

yer vererek, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın <Türk Borçlar Kanununun kamu

düzenine ve genel ahlâka ilişkin kurallarının, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksı-

zın, bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı> belirtilmektedir. Somut olayda dayanak

<Tarımsal Üretim Sözleşmesinin> mülga 818 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu

tarihte düzenlenerek, ayni ve nakdi yardımların da o zaman verilmiş olduğu, yine

sözleşme kapsamında üretilen domateslerinde mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu

zamanında teslim edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 6101 sayılı yürürlük

Yasası’nın 1. maddesi hükmüne göre olayda temerrüt, sona erme ve tasfiye hali-

nin mevcut olmamasına ve salt genel işlem şartlarına aykırılığın ise kamu düzeni

ve genel ahlak kapsamında bulunmamasına göre 6098 sayılı Yasa’nın Genel İşlem

Koşullarına ilişkin 20-25 maddelerinin somut uyuşmazlığın çözümünde uygula-

ma olanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır.” (Adem Yelmen, Türk Borçlar Kanunu-

na Göre Genel İşlem Şartları, Yetkin Yayınları, Ankara 2014, s.75-76).

48

TBK. m.21 gerekçesinde genel işlem koşullarının yazılmamış sayılmasına ilişkin

olarak örnek kabilinden şu durumlar verilmiştir; “..uygulamada döviz tevdiat he-

sabı sözleşmelerinde, yatırılan yabancı paradan farklı bir yabancı para ya da Türk

Lirası ile hesaptaki meblâğın ödenebileceği genel işlem koşuluna sıkça rastlan-

maktadır. Döviz hesabını belli bir yabancı para cinsinden açtıran kişiye, hesabın

bulunduğu kurumca farklı bir yabancı para ya da Türk Lirası ile ödeme yapılması,

olağan dışı sayılacağı için, bu tür bir genel işlem koşulu yazılmamış sayılacak-

tır. Nitekim, İsviçre Federal Mahkemesi’nin bir kararında da, cari hesap şeklinde

işleyen bir kredi işleminde, ipoteğe ilişkin metnin içine örtülü olarak konulmuş

olan bir kefalet yüklenimi olağan dışı bulunmuştur (BGE 49 II 185). Ayrıca kredi

sözleşmelerinde, neredeyse ayrıksız olarak yer verilen, kredi kurumunun dilediği

anda hiçbir gerekçe göstermeksizin hesabı kat edeceği, ilişkiye son vereceğine iliş-

kin hükümler de olağan dışı olduklarından yazılmamış sayılacaktır.”