

TBB Dergisi 2016 (122)
Semih Batur KAYA
39
söylemle politik sisteme hâkim olan eski elitlerin tercihleri yönünde
tavır takınması yukarıda belirtilen durumu açıklayıcı niteliktedir.
79
Gerçekten de yukarıda değinilen siyasi parti kapatmalarında Mahke-
menin refleksleri dikkate alındığına Hirschl’in tezinin pratikte sağla-
masının söz konusu olduğu söylenebilir.
C. Değerlendirme
Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi’nin hukuk ve siyasetin
kesişim kümesinde etkili bir aktör olarak işlevinden ve etrafında pa-
radigmasını şekillendirdiği değerler dizisinden söz etmek gerekir.
Bu bakımdan Mahkeme’nin kararlarında takındığı tavır incelenerek
paradigmasının oturduğu zemin keşfedilebilir. Gerçekten de siyasi
partilerin programlarında ve eylemlerindeki düşünce ve söylemlerin
dokunduğu yere göre Mahkeme çeşitli refleksler ve buna bağlı olarak
tepkiler geliştirmiştir. Mahkeme kendisini, adeta etrafını çitlerle çe-
virdiği bu alanda yer alan değer ve düşüncelerin ve bu doğrultuda
geliştirilen eylemlerin yegane belirleyicisi konumunda görmüştür. Yu-
karıda değinilen kararlarında görüldüğü gibi Mahkeme, bu alanda-
ki eylemleri ve bu eylemin altyapısını oluşturan değer ve düşünceleri
önce tanımlama, ardından niteleme ve nihayet belirleme aşamaların-
dan geçirmiş ve ancak bu doğrultuda siyasetin şekillenmesine izin
verebilmiştir.
Dolayısıyla, Mahkeme’nin kural ve konumunu belirlediği ve ken-
disini burada yer alan her düşünce ve harekete müdahale etmek zo-
runda hissettiği zemini önce değerlendirmek gerektiği söylenebilir.
İşte burada Cumhuriyet paradigmasını oluşturan değer ve düşün-
celer ve bu kapsamda temellendirilen resmi ideolojiden söz etmek
gerekir. Cumhuriyet ideolojisinin en önemli amaçlarından birinin
bir yandan geleneksel Osmanlı devlet sisteminin çözülmesini sağla-
mak diğer yandan ise gerek siyasal gerek sosyal ve hukuksal anlam-
da zihinsel kırılmayı gerçekleştirmek olduğu söylenebilir.
80
Nitekim
79
Özbudun, Türkiye’de Demokratikleşme, s. 146.
80
Gerçekten de Berkes’in deyimiyle Cumhuriyet’le birlikte yaşanan süreç “kutsal-
laşmış gelenek boyunduruğundan kurtulma” sorunu olarak görülüyordu. Niyazi
Berkes, , Türkiye’de Çağdaşlaşma, Ed. Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstan-