

TBB Dergisi 2016 (122)
Semih Batur KAYA
35
başörtüsünün önceki kararda Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırılığı
saptandığından yeni düzenleme bu yöndeki yasağı kaldırmamaktadır
ve kaldırması da söz konusu değildir.
66
c. Hegemonik Koruma Tezi ve Anayasa Mahkemesi
Hegemonik koruma tezinin, siyaset ve hukukun kesişiminde yer
bulan bir alanda anayasa yargısının işlevselliğinin ortaya koyulma-
sı ve bu işleve bağlı olarak meşruiyetinin sağlamasının yapılması için
uygun veriler taşıdığı söylenebilir. Ran Hirschl yaptığı bir çalışmada
İsrail, Kanada, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’daki anayasal gelişme-
leri mercek altına almış ve bu ülkelerdeki anayasal hareketlerin yay-
gınlaşan anayasal değişim ve dönüşüm eğiliminden ibaret olmadığını
ortaya koymuştur. Nihayetinde Hirschl, bu dört ülkedeki anayasal
devrimlerin salt yargısal bir güçlendirme yönünde ve niyetinde ol-
madığını belirtmiştir; aksine bu yöndeki eğilim çoğunluk karşısında
korku ve tehdit altında olduğunu düşünen siyasal ve iktisadi elitlerin
bilinçli bir stratejisidir. Burada elitlerin “çevre”nin çoğunluk olarak si-
yasal alanda önemli bir aktör haline gelmeleri karşısında kendi haki-
miyetlerini koruma güdüsü söz konusudur.
67
Dolayısıyla hukuksal alan üzerinde büyük etkiye sahip olan elit
grup, anayasal düzeyde hak ve özgürlüklere ilişkin normları sağlam-
laştırarak görünürde anayasa yargısını bireyin hak ve özgürlükleri
doğrultusunda bir forma sokuyor gibi gözükse de esasında çoğunlu-
ğun siyaset üretimini sınırlandırma amacını taşımaktadır. Bu şekilde
elitler politik tercihlerinin daha fazla destek bulması doğrultusunda
iktidar araçlarını ve karar alım sürecindeki manevra kabiliyetini çev-
reden alıp ulusal yüksek mahkemelere taşınmaktadırlar. Tabi yargısal
yetkilendirme ve güçlendirmenin bu doğrultuda bir anlam kazan-
ması için yargı erkinin siyasal tarafsızlık ve dürüstlük açısından halk
nezdinde bir itibara sahip olması gerekir. Bununla birlikte, şüphesiz,
yargılama sürecinde varılan kararların elitlerin kültürel eğilimleri ve
politik tercihleri ile uyumlu olması da gerekmektedir.
68
Dolayısıyla
66
Özbudun, Türkiye’de Demokratikleşme, s. 110-111.
67
Ran Hirschl, , “The Political Origins Judicial Empowerment through Constitutio-
nalization: Lessons from Four Constitutional Revolutions”, Law and Social Inqu-
iry, C. 25, S. 1, 2000, s. 91.
68
Hirschl, s. 91.