Previous Page  132 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 132 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Cengiz Ozan ÖRS

131

avukat bürolarının mahkeme kararı ile aranabileceği belirtilmişken,

maddenin 2. fıkrasında soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, ko-

vuşturma evresinde hâkim veya mahkeme ayrımı yapılmıştır. Bura-

da sorulması gereken soru 2. fıkra düzenlemesi göz önüne alınınca 1.

fıkradaki mahkeme sözcüğü ile ağır ceza mahkemesinin ifade edil-

mek istendiği mi yoksa istenmediği midir? Bize göre, birinci fıkrada

yer alan düzenleme son derece açık olup, burada ifade edilmek iste-

nen ağır ceza mahkemesidir. Daha önce belirttiğimiz üzere, eğer yasa

koyucunun mahkeme sözcüğü ile ifade etmek istediği hâkim olsaydı

yasa koyucu diğer maddelerde olduğu gibi açıkça hâkim sözcüğünü

kullanır; mahkeme sözcüğünü kullanmazdı. Bu sebeple, ikinci fık-

rada belirtilen soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma

evresinde hâkim veya mahkeme ayrımının birinci fıkrada belirtilen

avukat bürolarının mahkeme kararı ile aranabileceği kuralı karşısında

avukat bürolarında arama kararı bakımından bir geçerliliğinin olma-

ması gerektiğini düşünüyoruz.

54

Yukarıda vardığımız sonuç gereğince avukat bürolarının aranma-

sı için karar hâkim tarafından değil, ağır ceza mahkemesi tarafından

54

Burada yeri gelmişken bir konuya değinmekte yarar görüyoruz. Daha önce belirt-

tiğimiz üzere, avukatlık mesleğinin özelliğinden dolayı avukat hakkında arama

ve elkoyma CMK ve Av. K.’da özel olarak düzenlenmiştir. Bu sebeple avukat bü-

rolarında arama ve elkoyma sıkı koşullara bağlanmış; avukat bürolarında ancak

mahkeme kararı ile arama yapılabileceği düzenlenmiştir. CMK m. 130/2’de ise

arama sonucu elkonulmasına karar verilen şeyin avukat ile müvekkili arasındaki

mesleki ilişkiye ait olup olmadığının belirlenme usulü düzenlenmiştir ki bu konu

avukat bürolarında arama ve elkoymanın özel olarak düzenlenmesine gerekçe

olan avukatın bağımsızlığı, sır saklama yükümlülüğü ile savunma hakkının ko-

runması olgularından daha önemsiz değildir. Aksine bu konu söz konusu olgular-

la doğrudan bağlantılıdır. Bu sebeple, avukat büroları ancak ağır ceza mahkemesi

kararı ile aranabilirken avukat bürosunda elkonulan şeyin avukat ile müvekkili

arasındaki mesleki ilişkiye ait olup olmadığına soruşturma evresinde sulh ceza ha-

kimi, kovuşturma evresinde ise hakim veya mahkeme tarafından karar verilecek

olması yerinde olmamıştır. Bize göre, avukat bürosunda elkonulan şeyin avukat

ile müvekkili arasındaki mesleki ilişkiye ait olup olmadığına soruşturma ve ko-

vuşturma aşamaları bakımından bir ayrım yapılmadan ağır ceza mahkemesi ka-

rar vermelidir. Ayrıca bir karşılaştırma daha yapmak gerekirse, Av. K. gereğince

avukatın görev suçlarının yargılaması ağır ceza mahkemesinde yapıldığına göre,

bu düzenlemenin gerekçeleriyle de yakından bağlantılı olan avukat ile müvekkili

arasındaki mesleki ilişki saptaması avukatın adi suçları ile sınırlı olan CMK m. 130

gereğince ağır ceza mahkemesi tarafından yapılmalıdır. Hukuk mantığı, ve kanun

sistematiğine uygunluk bakımından CMK. m. 130’da bu yönde bir değişiklik ya-

pılması gerektiğini düşünüyoruz.