

TBB Dergisi 2016 (123)
Erdi YETKİN
65
düzenleme yapılmıştır. Rütbesi sökülecek erbaşın rütbe sökme işlemi-
nin kıtası huzurunda yapılması, rütbeye bağlanan görev ve yüküm-
lülükler düşünüldüğünde belirtilen durumdan tüm kıta personelinin
haberdar edilmesi amacına matuftur. Keza cezanın her halükârda
insana acı ve yoksunluk verecek olması ve belli bir ölçüde onurunu
incitecek olduğu da açıktır. Yine belirtilmesi gereken bir husus da “ka-
tıksız hapis” cezası bakımından anılan cezanın insan onurunu küçül-
tücü mahiyette bir ceza olmadığı yönündeki AYM kararlarıdır.
2
Tüm
2
Anayasa Mahkemesi, E. 1963/57, K. 1965/65, T. 27/12/1965, Anayasa Mahkeme-
si Kararları Dergisi, 2. Baskı, S.4, Ankara, Ankara Üniversitesi Basım Evi, 1992,
s. 3-12.; Anayasa Mahkemesi, E. 1965/41, K. 1965/66, T. 27/12/1965, Anayasa
Mahkemesi Kararları Dergisi, s. 12-19. Katıksız hapis cezası, yukarı sınırı yirmi
gün olan kısa hapis cezalarının türlerinden biridir. Bu ceza mahkeme hükmü
veya disiplin amirinin kararı ile verilebilir. Katıksız hapis cezasını verebilecek di-
siplin amirleri ise yüzbaşılar ve üs rütbedeki askeri personel ile Milli Savunma
Bakanı’dır. Bu cezada kişi bir odada cezasını tek başına geçirmektedir. Katı bir
minderde yatan cezalıya yalnızca su ve yetecek kadar ekmek verilir. Tütün ve
sairden mahrumdur. Yoksunluklar hapsin dört, sekiz ve on ikinci günlerinde ve
bundan sonra her üç günde bir kaldırılır. Cezalının sağlığı elverişli değil ise bir alt
ceza uygulanabilir, ceza sonraya ertelenebilir, aralıklarla çektirilebilir. Her halde
cezalının sağlık durumu doktordan sorularak kontrol edilir. Anayasa Mahkemesi
söz konusu kararlarında katıksız hapis cezasına dair hükümlerin Anayasa’ya ay-
kırı olmadığına karar vermiştir. Ancak bu kararların isabeti son derece tartışmalı
olduğu gibi incelenen kararda üyelerin bir kısmının bu kararlara atıf yapmasının
yerindeliği de sorgulanmalıdır. Bir kere bu kararların 1960’lı yıllarda verildiği
görülmektedir. İncelediğimiz karar ise 2005 yılında verilmiştir. Mahkemelerin iç-
tihatlarında tutarlı olması kuşkusuz hukuk güvenliği bakımından önemlidir. An-
cak içtihatlarda tutarlılık düşüncesi ile hukukun gelişimi engellenmemelidir. Keza
bu kararların verildiği dönemde AYM’nin kuruluşunun üzerinden kısa bir zaman
geçmiştir. Dünyada soğuk savaş, Türkiye’de ise 27 Mayıs askeri müdahalesinin
etkisi hissedilmektedir. Dünya çapında derin bir güvenlik endişesi mevcuttur ve
bu durum temel hak ve özgürlükler bakımından günümüzde gelinen noktanın
gerisinde olunmasına neden olmaktadır. Yine güvenlik endişesinin sonucu olarak
silahlı kuvvetlere atfedilen önem muazzam boyuttadır. Soğuk savaşı tabiri caizse
ensesinde hisseden Türkiye’de ise Silahlı Kuvvetlerle ilgili her mesele son derece
hassas şekilde ele alınılmaktadır. O halde tüm bu açıklamalar ışığında kanaati-
mizce katıksız hapse ilişkin AYM kararlarına yapılan gönderme yerinde değildir.
Ayrıca AYM’nin söz konusu kararlarındaki gerekçelerine de katılmaya olanak
yoktur. Öncelikle AYM’nin kararında, askerlik görevinin zorluğundan, özveri ge-
rektirdiğinden, farklı düzenlemeleri gerektirdiğinden bahsetmiştir. Tüm bunlara
katılmakla birlikte anılan kavramlarla temel hak ve özgürlüklere ket vurulması-
nın insan hakları öğretisi ile uyumsuz olduğunun altını çizmek isteriz. AYM’nin
cezaya ilişkin değerlendirmeleri de problemlidir. Örneğin hapisteki bir kişiye içki
verilemeyeceği gibi sigara içmekten de mahrum bırakılmasının doğal olduğunun
belirtilmesi veya sert minderde yatılmasının hapishane şartları düşünüldüğünde
hapishanelerde de yumuşak yatak olmadığından bahisle meşru gösterilmesi baş-
kaca izaha gerek kalmayacak şekilde durumu ortaya koymaktadır. Yine cezalının
sağlık durumunun kontrol edildiğinin gerekçede yer alması da şaşırtıcıdır; zira