Previous Page  72 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 72 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Erdi YETKİN

71

güçtür. Bu bağlamda “Şiddetli Ceza Doktrini” adı verilen yaklaşımın,

yani aşırı derecede sert cezalar yoluyla suçu önleme fikrinin hem başa-

rısız olduğu hem de günümüz ceza hukukunda yeri olmadığı isabetle

belirtilmiştir.

16

İptali istenen yasa hükmünü yukarıda yer verilen ilkeler ve de-

ğerlendirmeler ışığında incelemek gerekmektedir. Öncelikle belirtmek

gerekir ki AYM’nin 4551 saylı Kanun’un 10. maddesinin son fıkrası

hakkında ulaştığı sonuç yerindedir. Anılan madde incelendiğinde er-

başların rütbesinin geri alınması düzenlenmektedir. Hangi hallerde

erbaşların rütbesinin geri alınacağı ve rütbenin geri alınmasının so-

nuçlarını düzenleyen ilk iki fıkra bakımından Anayasa’ya aykırılık

iddiası bulunmamaktadır. Ancak rütbe sökme işleminin erbaşın kıta-

sının huzurunda gerçekleştirileceği hükmü iptal davasının konuların-

dan birini oluşturmaktadır.

Askeri hizmette hiyerarşinin önemi herkesin malumudur. Silahlı

Kuvvetlerde bir üst rütbede bulunmak kimi hak ve yükümlülükleri

de beraberinde getirmektedir. Askerlik hizmetine ülkemizde verilen

değeri de bu bağlamda dikkate almak gerekir. “Vatan Hizmeti” baş-

lıklı Anayasa’nın 72. maddesi de vatan hizmetinin her Türk’ün hakkı

ve ödevi olduğunu belirtmektedir. Anayasa’da görüldüğü üzere “Va-

tan Hizmeti” düşüncesi toplumumuzda önemli bir kavramdır ve as-

kerlik süresince alınacak her rütbenin manevi değeri mevcuttur. Bu

bakımdan rütbe alma işleminin askerler bakımından bir nevi gurur

duyulacak başarı olarak algılanacağı ortadayken söz konusu rütbeyi

kaybetmek de bir o kadar manevi yönden acı verici nitelikte olacaktır.

Cezanın, failler bakımından kefaret ödeme veya toplum açısından

ibret verici olma niteliklerinden ziyade ıslah edici olma yönü günü-

müz ceza hukukunda ağır basmaktadır.

17

Böylelikle fail, cezasını çek-

16

Dönmezer, Erman, a.g.e., s. 103-104.; Beccaria da günümüz ceza hukukunun pek

çok ilkesinin temeline yer verdiği eserinde benzer görüşleri savunmuştur. Önce-

likle cezaların insanları suça iten nedenler ve suçun kamuya verdiği zarar ile oran-

tılı olması gerektiğini belirtmiştir. Beccaria; cezaların caydırıcılığının şiddetinde

değil kaçınılmaz olmasında ve suçun işlenmesinden hemen sonra icra edilmesin-

de olduğunu belirtmiştir. Bkz.: Cesare Becceria, Suçlar ve Cezalar Hakkında, Çev.

Sami Selçuk, 3. Baskı, İmge, yayın yeri yok., 2013, s. 45-48, 101-103, 129-133.

17

Cezaların aleni şekilde infazı cismani cezalara çarptırma ve ölüm cezasının infazı-

nın uzun sürecek şekilde ayarlanması ile birlikte cezanın ibret olması düşüncesine

örnek olarak gösterilmişlerdir. Bkz.: Dönmezer, Erman, a.g.e., s. 103. İncelenen

kanun maddesiyle de cezanın aleni şekilde infaz edilmesinin amaçlandığı bariz

bir biçimde görülmektedir.