Previous Page  73 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 73 / 497 Next Page
Page Background

Karar İnceleme Ceza Kanunları İle Suç Politikasının Temel İlkeleri Arasındaki İlişkinin ...

72

tikten sonra yeniden toplumun arasına karışacaktır. Elbette ki bahse-

dilen ıslah amacına ulaşabilmek için gerek cezaların gerekse cezaların

infaz sürecinin insan onuruyla ve temel hak ve özgürlükler ile uyum

içinde olması gerektiği muhakkaktır. Ancak incelenen kanun hükmü-

nün, aşağılayıcı nitelikte bir cezayı ihtiva ettiği görülmektedir.

18

İptali istenen 10. madde ile rütbesi sökülecek erbaş, rütbe sökme

işlemi kıtasının huzurunda gerçekleştiğinden dolayı cezanın utancını

belirli bir süre daha manevi yönden hissedecektir. Böylece, işlemiş ol-

duğu fiilden dolayı yalnızca rütbesini kaybetmekle kalmayacak bir de

bu cezanın utancı ile adeta ikinci kez cezalandırılacaktır. Rütbe sökme

işleminin kıta huzurunda gerçekleştirilmesi, ıslah edici bir karakte-

re sahip olmadığı gibi tam aksine adeta kişiye bir bedel ödetme ve

topluma da ibret olma amacına matuftur. Failin damgalanmasına yol

açan bir anlayışı kabul etmek mümkün değildir.

19

Silahlı Kuvvetlerin

görmüş olduğu hizmetin farklı ve özel niteliği dokunulmaz haklara

sınır getirmeye imkân tanımaz. Tüm bu gerekçeler ile kanaatimizce

AYM’nin bu maddeye ilişkin iptal kararı isabetlidir.

C. 4551 sayılı Kanun’un 17. maddesinin Ceza Hukukunun

Güvence Fonksiyonu Çerçevesinde Değerlendirilmesi

Suç politikasının temel ilkelerinden birinin “Hukuk Devleti İlke-

si” olduğundan yukarıda bahsedilmişti. Hukuk devleti ilkesinin şekli

18

Bir cezanın aşağılayıcı nitelikte olduğunun kabulü bakımından bu cezanın; mağdu-

ru başkaları önünde büyük ölçüde küçük düşürmesi, mağduru iradesi veya vicda-

nına aykırı davranmaya sevk etmesi, mağduru aşağılama amacı olması ve meydana

getirdiği sonuçların kişinin şahsiyetini olumsuz yönde etkiler nitelikte olması ge-

rektiği ileri sürülmüştür. Gemalmaz, Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel

Teorisine Giriş, s. 163. Tüm bu unsurların incelenen kanun hükmü bakımından da

geçerli olduğunu belirtmek isteriz. Zira rütbesi sökülecek erbaş askerliğe toplumu-

muzda verilen değer de düşünüldüğünde arkadaşlarının huzurunda küçük düşe-

cektir. Yine kanun hükmünün esas amacının rütbesi sökülecek erbaşı utanca boğma-

dır. Son olarak uzun bir süre sürekli olarak beraber olduğu arkadaşlarının önünde

rütbesi sökülecek erbaşın şahsiyetinin bu durumdan etkilenmemesi düşünülemez.

19

TCK m. 127/2’de ispat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi duru-

munda cezaya hükmedileceği düzenlenmiştir. Kanun koyucunun anılan düzenle-

meyi sevk etmesi, suçluların zaten cezasını çektiğini bir kez daha işlenilen fiilden

hareketle hakarete maruz kalarak sürekli bu fiilin utancını yaşamalarını önleme

amacına matuftur. O halde incelediğimiz kanun maddesini de hukuk düzeninin

bir bütün olduğu da gözetilerek yorumlamak gerekir. Bu halde ulaşılacak sonuç

ise kişiyi işlediği fiilin utancını yaşaması için sevk edilen bu hükmün Anayasa’ya

aykırı olduğu şeklinde olacaktır.