Previous Page  93 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 93 / 497 Next Page
Page Background

Tefecilik Suçu

92

rüşe katılmak mümkün değildir. Çünkü gerekçe, hükme dâhil olma-

yıp bir yorum aracıdır. Ayrıca, senet kırdırma olayında bir paradan da

söz etmek mümkün değildir. Yazara göre, madde metninde değişiklik

yapılmalı, bu hususlar madde metnine dâhil edilmelidir.

78

Diğer bir

görüş ise gerekçenin yorum vasıtası olduğunu savunarak senet kırdır-

mak suretiyle tefecilik suçunun işlenemeyeceğini, aksi halde kanuni-

lik ilkesine ters düşeceğini savunmaktadır. Arslan’a göre, senet kırdır-

ma işlemi, ödünç para vermek şeklinde değerlendirilmemelidir. Aksi

düşünce, kıyas yasağını ihlal edecektir.

79

Bu son görüşe göre, kırdırılan

senedin adi senet olması durumunda alacağın temlikinden bahsedi-

lebilir. Ancak, senedin bono, çek gibi kıymetli evrak niteliğine sahip

olması ihtimalinde alacağın temlikinden değil cirodan bahsedilir.

80

Danıştay 7. Dairesi, vermiş olduğu bir kararda çek kırma işlemi-

nin tefecilik kapsamında değerlendirilemeyeceğini savunmuş, ancak

Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu bu işlemi tefecilik suçu kapsa-

mında değerlendirmiştir.

81

78

Özbek, Özel Hükümler, s.862.

79

Arslan, s.39.

80

Giyik, s.87.

81

“…Temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 6.6.2001 günlü ve

E:2000/806, K:2001/2032 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden akaryakıt

alım satımı ile uğraşan davacı hakkındaki ihbar ve şikayetler üzerine yapılan ince-

lemeler sonucunda davacının ….. isimli şahsa ait müşteri çeklerini kırmak ve …..

adlı şahsa faiz karşılığı borç para vermek suretiyle ikrazatçılık faaliyetinde bulun-

duğu görüşüyle tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülen

iddiaların kararın …. ‘ya verilen borç para karşılığı elde edilen faiz yönünden

bozulmasını sağlayacak durumda görülmediği, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanu-

nunun 28. Ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde

Kararname uyarınca, gerek ikrazatçılığın, gerekse tefeciliğin tanımında faizden

para kazanmak amacıyla ödünç para verme işleriyle uğraşılması gerektiğinin vur-

gulandığı, bu hükümler karşısında çek kırmanın ikrazatçılık veya tefecilik olarak

nitelendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle kararı …’den elde edilen faiz

geliri yönünden bozmuş, ….’dan elde edilen faiz geliri yönünden temyiz istemini

reddetmiştir.

Bozma kararına uymayan Manisa Veri Dairesi Mahkemesi 11.10.2001 günlü ve

E:2001/1663, K:2001/605 sayılı kararıyla; inceleme raporu eki ifade tutanakla-

rından, …..’in davacıya 1997 yılında toplam 10.000.000.000 liralık vadeli müşteri

çeklerini kırarak 3.500.000.000 lira faiz ödediği ve çeklerin elden tahsil edildiği,

davacı tarafından ifade sahiplerine akaryakıt satıldığı ve bu kişilerle aralarında

husumet bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bunu kanıtlayacak fatura, sipariş fişi,

sevk irsaliyesi vb. belge ibraz edilemediğinden ve …’in davacının oğlu hakkında-

ki şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle davanın düştüğü anlaşıldığından bu iddia-

lara itibar etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının bu işi mutat meslek