

1961 Anayasası Perspektifinden Parlamenter Bağışıklıklar...
162
gna
(hiçbir)
vaad ü vaid ve talimat kaydı altında bulunamaz ve gerek verdiği
reylerden ve gerek meclisin müzakeratı
(görüşmeler)
esnasında beyan ettiği
mütalaalardan dolayı bir vech ile
(sebeple)
itham olunamaz. Meğerki mecli-
sin nizamname-i dâhilîsi
(içtüzüğü)
hilafında
(zıttında)
hareket etmiş ola.
Bu takdirde nizamname-i mezkûr
(adı geçen tüzük) hükmünce muame-
le görür.”
33
Madde metninden de anlaşıldığı üzere, bu düzenleme ile
amaçlanan; gerek Ayan gerek Mebusan Heyetleri üyelerinin, yasama
fonksiyonunu yerine getirirlerken kullandıkları oylar ve de görüşme-
ler esnasında ileri sürdükleri görüşler nedeniyle suçlanmalarının önü-
ne geçilmesidir.
Yasama bağışıklıklarına ilişkin diğer önemli düzenlemeler de
Kanun-u Esasi’nin 48. ve 79. maddeleridir. Bahsi geçen 79. maddenin
lafzında belirtildiği üzere; “
Heyet-i Mebusanın
müddet-i
ictimaiyesinde
(toplantı süresinde)
azadan hiç biri heyet tarafından ithama sebeb-i kâfi
(ye-
terli neden)
bulunduğuna ekseriyyetle
(çoğunlukla)
karar verilmedikçe ve-
yahut bir cünha
(küçük suç)
veya cinayet icra eder iken veya icrayı müteakip
tutulmadıkça tevkif
(tutuklama)
ve muhakeme olunamaz
(yargılanamaz)
.
”
34
Bu maddede günümüz anayasalarının pek çoğunda düzenlenmiş
olan yasama dokunulmazlığı kurumuna yer verilmiştir. Söz konusu
maddeyi tamamlayıcı nitelikteki bir diğer düzenleme de 48. madde-
dir. Bu maddenin lafzı da şöyledir: “
Meclis-i Umumi azasından birinin
hıyanet
(hainlik)
ve Kanun-u Esasiyi nakız
(bozan)
ve ilgaye
(hükümsüz
bırakmaya)
tasaddi
(girişimi)
ve irtikâb
(makamını alet ederek hakkı ol-
mayan bir malı veya parayı alma) töhmetlerinden (suçlarından)
biriyle
müttehem olduğuna
(suçlandığına)
mensup olduğu heyet-i aza-yı mevcude-
sinin sülüsan-i ekseriyyet-i mutlakasiyle
(üçte iki çoğunluğuyla)
karar ve-
rilir veyahut kanunen hapis ve nefyi
(sürgüne)
mucib
(gereken)
bir ceza ile
mahkûm olur ise azalık sıfatı zail olur
(yok olur)
ve bu af ’alin muhakemesiyle
mücazatı
(cezalandırılması)
ait olduğu mahkeme tarafından rü’yet
(görü-
lür)
ve hükmolunur.”
35
Öncelikle dikkati çeken husus, yasama dokunulmazlığı ile yasama
sorumsuzluğu kurumlarının Kanun-u Esaside ayrı maddeler halinde
düzenlenmiş olmasıdır. Hatta yasama dokunulmazlığına ilişkin iki
33
Kili ve Gözübüyük, a.g.e.,
s. 42.
34
A.g.e., s. 46.
35
A.g.e., s. 42.