Previous Page  263 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 263 / 561 Next Page
Page Background

Bir Ceza Muhakemesi Hukuku İşlemi Olarak Adli Arama...

262

Arama için kural olarak hâkim kararı gereklidir ve hâkim, makul

şüphenin bulunduğu hallerde arama kararı verebilir. Aramaya hangi

hâkimin karar vereceği konusunda ise “Soruşturmada Cumhuriyet

Savcısının Hâkim Kararı İstemi” başlıklı CMK’nın 162. maddesi yol

gösterici olacaktır. CMK 162. maddeye göre “

Cumhuriyet savcısı, ancak

hâkim tarafından yapılabilecek olan bir soruşturma işlemine gerek görürse,

istemlerini bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkimine bildirir. Sulh ceza

hâkimi istenilen işlem hakkında, kanuna uygun olup olmadığını inceleyerek

karar verir ve gereğini yerine getirir”

Yine Adli ve Önleme Aramaları

Yönetmeliği’nin Tanımlar başlıklı 4. maddesinde Yönetmelikte geçen

hâkim sözünün, sulh ceza hâkimini veya hâkimi ifade edeceği belir-

tilmiştir. Bu kapsamda, soruşturma aşamasında arama kararını arama

işleminin yapılacağı yer sulh ceza hâkimi verecektir.

CMK m.119 hâkimin arama kararını düzenlemekle birlikte ayrı-

ca gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısına ve

kolluk amirine de arama emri verme yetkisi vermiştir. İfade etmek ge-

rekir ki, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda

arama için sadece hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan

hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri geçerlidir, kolluk amirine

burada yetki verilmemiştir. Düzenlemeye göre, aleni yerlerde arama

için kolluk amirinin yazılı emri kabul edilmektedir.

Anayasa ve CMK’daki düzenlemeler uyarınca Cumhuriyet savcı-

sının ve kolluk amirinin arama emri verme yetkisi belirli koşullara

durumda aranan yazılı emir şartına yönelik eleştiri için bkz. Öztürk-Erdem, s.

598.; Yasemin F. Saygılar, “Arama”, Uğur Alacakaptan’a Armağan, İstanbul Bilgi

Üniversitesi Yayınları, C. 1, 2008, s. 632. İfade etmek gerekir ki, bu düzenleme

ile kolluğun yetkisi tamamen ortadan kaldırılmamış olup hakim kararı ve yazılı

emir almadan arama yapma yetkisi zaman ve yer bakımından sınırlandırılmıştır.

Arama tedbiri, temel hak ve özgürlüklere ve özellikle özel hayatın gizli alanına

müdahale oluşturduğundan bu şekilde aramanın ölçüsüz gerçekleştirilmesinin

engellenmesi amaçlanmıştır. Kolluğun yetki alanını genişleten, ucu açık ve belir-

siz bırakan düzenlemeler özellikle toplum ve birey menfaatleri arasında hassas bir

denge gözetilmesini gerektiren arama tedbiri açısından son derece sakıncalıdır.

Bu bakımdan arama kararı verme yetkisinin kural olarak hâkim kararına bağlı

olması birey açısından önemli bir güvence oluşturmaktadır. İnsan haklarını ve

hukuku koruyarak maddi gerçeğe ulaşma amacı doğrultusunda bu düzenleme-

leri suçla mücadeleyi zorlaştıran bir düzenleme olarak değerlendirmek de yanlış

olacaktır. Kaldı ki, CMK suçtan önce değil; suç işlendikten sonra uygulanacak hü-

kümleri ihtiva ettiğinden bu durumun suçların önlenmesini zorlaştıracağı iddiası

dayanaktan yoksundur. Bkz. Öztürk-Erdem, s.585.