

TBB Dergisi 2016 (124)
Yeşim YILMAZ
257
şüphe olarak değiştirilmiştir. Henüz bu değişikliğin üzerinden bir
yıl geçmeden 2.12.2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanun’un 40. maddesiy-
le maddede yer alan “somut delillere dayalı kuvvetli”
28
ibaresi yeni-
den “makul” şeklinde değiştirilmiştir.
29
Böylece aynı kanun maddesi
bir yıl dolmadan iki kez değişikliğe uğramıştır.
30
Bu nedenle 2014 yılı
ceza muhakemesi hukukunda bir yapboz yılı ve 6572 sayılı Kanun
da 6526 sayılı Kanun’la yapılan birtakım değişiklikleri geri aldığın-
dan “Yapboz Kanunu” olarak nitelendirilmiştir.
31
Demokratik hukuk
devletlerinde, kanun yapmak veya kanunlarda değişikliğine gitmek
toplumsal gereksinimlerin yarattığı hukuki bir süreç olmakla birlikte,
6526 sayılı ve 6572 sayılı Kanunlar’la yapılan söz konusu değişiklikler
hukuki değil siyasal bir sürecin ürünüdür.
32
Toplumsal gereksinim-
lerden doğmayan bu tür “panik düzenlemeleri”, cumhuriyetin temel
niteliklerinden biri olan hukuk devleti ilkesi ile birlikte toplumun ada-
lete olan inancını da zedelemektedir.
Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 6. maddesinde makul
şüphe, hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyu-
lan şüphe olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte 6. maddede aynı za-
manda kavramla ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre
“Makul
şüphe, aramanın yapılacağı zaman, yer ve ilgili kişinin veya onunla birlikte
olanların davranış tutum ve biçimleri, kolluk memurunun taşındığından şüp-
28
Bir tepki hükmü olarak getirilen somut delillere dayalı kuvvetli şüphe şeklindeki
ibare doktrinde eleştirilmiştir. İfade tarzının somut delillerin şüpheli ve sanığın
suçu işlediğine, mahkumiyetine karar verebilecek yoğunlukta bulunması gerekti-
ği, bu kadar çok delil var ise zaten aramaya ihtiyaç bulunmayacağı, arama tedbi-
rinin amacının delil elde etmek olduğu ve bu nedenle aramanın amacına uygun
olmadığı, kendi içerisinde çelişkili olduğu, bu nedenlerle bir an önce değiştirilme-
si gerektiğine ilişkin eleştiriler getirilmiştir. Bkz. Özbek ve Diğerleri, s. 358-359.
29
Gerekçede bu dönüşün nedeni, uygulamada yaşanan güçlükler ve bunun yanın-
da somut delillere dayalı kuvvetli şüphe istenmesi ile arama kurumunun amacı ve
işlerliğinin zayıflaması olarak gösterilmiştir.
30
Aynı zamanda her iki değişiklik de Roma’da erken dönemlerde yasaklanmış olan
aynı kanun içinde değişik ve ilgisiz maddelerin düzenlendiği torba kanunlar ile
gerçekleştirilmiştir. Roma Hukuku’nda torba kanun yasağına ilişkin olarak bkz.
Pervin Somer, “Leges Saturae ve Lex Caecilia et Didia (Roma Hukuku’nda Tor-
ba Kanun Yasağı)”, 2010 Anayasa Değişiklikler Çerçevesinde Yargı Bağımsızlığı,
Seçkin Yayınevi, Ankara, 2010, s. 24-29.
31
Fahri Gökçen Taner, “Ceza Muhakemesi Hukukunda ‘Yapboz’ Yılı 2014”,
Güncel
Hukuk
, S. 133, Ocak 2015, s. 14, 16.
32
Zira ülkemizde bazı ceza muhakemesi kurallarının niye değiştiğini anlamak, an-
cak günlük gazetelerde yakın geçmişte çıkan haberlerle ilişki kurulduğu takdirde
mümkün olabilmektedir. Taner, s. 17.