Previous Page  266 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 266 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Yeşim YILMAZ

265

Cumhuriyet savcısı ve kolluk amiri tarafından verilen arama em-

rine ilişkin bir diğer koşul ise arama emrinin yazılı olması gerektiği-

dir.

52

Bu koşul hem Anayasa’da hem de CMK’nın ilgili hükümlerinde

açıkça hüküm altına alınmış olup sözlü olarak verilmiş arama emri,

arama öncesinde verilen bir yazılı emir bulunmadığından, sonradan

yazı ile teyit edilse bile arama hukuka aykırı olacaktır.

53

Dolayısıyla

hâkim kararı veya yetkili merciin yazılı emrinin

arama işleminin ya-

pılmasından önce

alınmış olması gereklidir.

54

Aynı zamanda CMK

m.119/1’de bir açıklık olmamasına rağmen CMK m.119/2 ile birlikte

değerlendirildiğinde hâkim kararının da yazılı olması gerektiği husu-

su ortaya çıkmaktadır.

55

Çoğunlukla aramayı takip eden bir tedbir olan elkoyma tedbirin-

den (CMK. m.127) farklı olarak, Cumhuriyet Savcısının verdiği ara-

ma kararının hâkim onayına sunulmasına ilişkin Anayasa hükmüne

CMK’da yer verilmemiştir. Doktrinde, aramanın el koyma ile sonuç-

landığı hallerde ilgili Anayasa normunun doğrudan doğruya uygu-

52

Gecikmesinde sakınca bulunan hal özelliği göz önünde tutulduğunda, kayda ge-

çen telsiz aracılığıyla verilen sözlü emirde yazılılık koşulunun yerine getirilmiş

sayılmasına ilişkin bkz. Keskin Kiziroğlu, s.153.

53

Yenisey-Nuhoğlu, s. 550.; YCGK, 15.3.2005 gün, 2005/10-15 E., 2005/29 K. sayı-

lı kararında ise yapılan yazılı arama emri olmaksızın yapılan aramanın hukuka

uygun olup olmadığı, dolayısıyla elde edilen uyuşturucu maddenin delil olarak

hükme esas alınıp alınamayacağı sorununa ilişkin şu şekilde bir değerlendirme

yapmıştır: “… emniyet amir vekilinin de arama kararı verme yetkisi bulunmak-

tadır. Yazılı olması gereken bu emrin sözlü verilmesi biçimsel bir eksiklik sayı-

labilirse de, elkoyma işlemi üzerine aynı gün bu işlem hâkim tarafından onay-

lanmış bulunmakla mevcut eksiklik bir ölçüde giderilmeye çalışılmıştır. Sanık

da, suçlamayı kabul etmiş, düzenlenen tutanaklara karşı bir diyeceği olmadığını

bildirmiştir. Kolluk görevlilerinin ise, başlangıçtan itibaren elde ettikleri tüm bil-

gileri C.Savcılığına ulaştırıp arama konusunda hâkim kararı alınması için girişim-

de bulundukları, bu suretle hukuka uygun işlem yapma gayreti içinde oldukları

anlaşılmaktadır. Bu nedenle, somut olaydaki arama işleminin, esasen hakkında

arama kararı verilmesi için gerekli koşullar oluşmuş ve yetkili merci tarafından

da arama emri verilmiş bulunan sanığın haklarını ihlal ettiğinden söz edilemez.

O halde, sanığın üzerindeki arama işleminin ve sonucunda elde edilen kanıtların

hükümde değerlendirilmesine engel bulunmamaktadır.”

www.kazanci.com

Eri-

şim Tarihi: 12.3.2015 Ancak Anayasa’nın 38/6. hükmü, Mülga CMUK’un 254/2.

maddesi ve CMK’nın 206/2-a ve 217/2 maddeleri gereğince böyle bir yaklaşımın

benimsenmesinin kabul edilemeyeceğini ifade etmek gerekir.

54

Aynı yönde bkz. Öztürk ve Diğerleri, s. 480.

55

Arama kararının acele hallerde sözlü olarak, örneğin telefonla da verilebileceği,

böyle bir durumda arama kararının sonradan yazılı hale getirilmesi gerektiği ko-

nusunda bkz. Vahit Bıçak, Suç Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara,

2010, s. 526.