

TBB Dergisi 2016 (124)
Yeşim YILMAZ
293
rıma tabi tutmuştur.
145
Bununla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulu
yakın zamanda vermiş olduğu bir kararında önleme araması kararına
istinaden yapılan arama işleminin hukuka uygun olmadığını ve ara-
ma sonucunda elde edilen delillerin de hükme esas alınamayacağına
karar vermiştir.
146
Genel Kurul aynı tarihte verdiği bir başka kararında
145
“İlliyet bağı, etkileme gücü ve hak ihlali kriterlerine yer vermeden yapılan bir
değerlendirmenin; “herhangi bir hakkın ihlal edilmediği her türlü basit şekli ay-
kırılıkların da mutlak bozma sebebi sayılmasını” gerektireceği için, böyle bir yak-
laşımın ceza yargılamasında hakkaniyete aykırı sonuçların doğmasına, adalet ve
eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açabilecek son derece ağır sonuçları da bir-
likte getireceği kuşkusuzdur. Her şekle aykırılığın aynı zamanda bir hak ihlaline
de yol açacağı şeklindeki bir kabul isabetli olmayacağından, olayımızda olduğu
gibi “Cumhuriyet savcısı, iki ihtiyar heyeti üyesi veya iki komşu” bulunmadan
yapılan bir aramada, CYY’nin 119. maddesine şekli bir aykırılık söz konusu ise
de, herhangi bir hakkın ihlal edildiği söylenemeyecektir. Usulüne göre alınmış
arama kararına istinaden, herhangi bir hak ihlaline neden olunmadan yapılan ara-
ma sonunda ele geçen delillerin, sadece arama sırasında bulunması gereken kişi-
lerin orada bulundurulmaması suretiyle şekle aykırı hareket edildiğinden bahisle
“hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil” sayılmaları ve mahkumiyet hükmüne
dayanak teşkil edememeleri kabul edilemez.” YCGK E. 2011/8-278 K. 2012/96 T.
13.3.2012
www.kazanci.comErişim Tarihi: 12.3.2015. “… her şekle aykırılığın aynı
zamanda bir hak ihlaline de yol açacağı şeklindeki bir kabulün doğru olmadığı,
bu anlamda, olayımızda olduğu gibi “hâkim, savcı, iki ihtiyar heyeti üyesi veya
iki komşu” bulunmadan yapılan bir aramada, CYUY. nın 97. maddesine şekli bir
aykırılık söz konusu ise de; herhangi bir hakkın ihlal edildiğini söylemenin son
derece güç olduğu, Bu nedenlerle, yapılan arama sonunda elde edilen bornozların
CMUK.nın 254. maddesi kapsamında “hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil”
olarak mütala edilmemesi gerektiği, Görüş ve kanaati benimsenmekle, Usulüne
göre alınmış arama kararına istinaden, herhangi bir hak ihlaline neden olunma-
dan yapılan arama sonunda ele geçen delillerin, sırf arama sırasında bulunması
gereken kişilerin orada bulundurulmaması suretiyle şekle aykırı hareket edildi-
ğinden bahisle “hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil” sayılmaları ve mahkumi-
yet hükmüne dayanak teşkil edememeleri kabul edilemez.” YCGK E. 2007/7-147
K. 2007/159 T. 26.6.2007
www.kazanci.comErişim Tarihi: 12.3.2015.
146
“5271 sayılı CMK’nun 2/e, 161 ve 2559 sayıl PVSK’nun Ek 6. maddeleri uyarınca
bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenen kolluğunun derhal Cumhuri-
yet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başla-
ması gerekmekte iken usulüne uygun adli arama emri veya kararı almadan delil
elde etmek amacıyla olaydan 8 gün önce verilmiş mevcut önleme araması kararı
uyarınca yaptığı arama işlemi usulüne uygun verilmiş bir arama kararı bulunma-
dığından açıkça hukuka aykırı olup bu arama sonucunda elde edilen delillerin
hükme esas alınması da mümkün değildir. Bu itibarla; hukuka aykırı olarak ger-
çekleştirilen arama işleminde elde edilen delilin ve buna ilişkin düzenlenen tuta-
nağın, yerel mahkemece hükme esas alınmasında ve Özel Dairece hükmün onan-
masında isabet bulunmamaktadır. Yapılan arama işleminin hukuka aykırı olduğu
kabul edildikten sonra, hukuka aykırı aramada elde edilen maddi delil dışındaki
diğer delillerin somut olayda mahkûmiyet için yeterli olup olmadığına gelince; …
hukuka uygun olmayan arama işlemi sonucunda ele geçen delillerin hükme esas
alınamayacağının belirlendiği olayda; sanığın tüm aşamalarda suçlamayı kabul