

TBB Dergisi 2016 (124)
Yeşim YILMAZ
295
de, maddede sayılan koruma tedbirleri uygulanırken hukuka aykırılık
meydana gelmiş ise hukuka aykırılığa maruz kalan kişinin tazminat
hakkı düzenlenmiştir. Madde kapsamında maddi ve manevi tazminat
talep edilebilecek olup önemli olan muhakeme sonunda kişinin suçlu
bulunup bulunmaması değildir. Ayrıca koruma tedbirleri nedeniyle
tazminat kurumunun kendine özgü bir kurum olduğunu ifade etmek
gerekir.
148
141. maddenin 1. fıkrasının i bendi uyarınca ölçüsüz bir şekilde
gerçekleştirilen arama tazminat davasının konusunu teşkil edebile-
cektir. Bu bent kapsamında arama kararının hukuka aykırı olması taz-
minat nedeni olarak düzenlenmemiş olup arama kararının ölçüsüz bir
şekilde gerçekleştirilmesi tazminat nedeni sayılmaktadır. Aramanın
ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilmesi ise orantılılık ilkesine aykırılık
olarak anlaşılmalıdır ve bu çerçevede arama faydalı, gerekli ve ama-
ca uygun değilse ölçüsüzdür.
149
Arama işleminin orantısız bir şekilde
yerine getirilmesi, örneğin arama yapılan yere zarar verilmesi veya
koşulları olmadığı halde gece arama yapılması halinde ölçüsüz bir
aramadan bahsedilebilir. Bununla birlikte, Yargıtay, açıkça hukuka ay-
kırı olarak verilen bir arama kararı için tazminat isteminde bulunulup
bulunulamayacağını değerlendirmiş ve tazminata hükmedilmesi ge-
rektiğine karar vermiştir.
150
148
t Bu kurumun salt ceza yargılaması hukuku veya salt tazminat hukuku mantığı ile
değerlendirilmesi durumunda karşılaşılan sorunların çözümlenmesi olanağı bu-
lunmamaktadır. Bu konuda bkz. YCGK E. 2010/6-212, K. 2010/263, T. 21.12.2010
www.kazanci.comErişim Tarihi: 12.3.2015.; Centel-Zafer, s. 452.
149
Özbek ve Diğerleri, s. 405-406.
150
“Bu ilkeler ve belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, hakkında
yapılmakta olan bir soruşturma ve kovuşturmanın bulunması veya suç ihbarı
üzerine işin esası araştırılıp şüpheli veya sanığın yakalanması veya suç delilleri-
nin bulunduğu hususunda “makul şüphe” değerlendirmesi ve başka suretle de-
lil elde edilme imkanının bulunup bulunmadığı ve buna ait somut gerekçeler de
gösterilmek suretiyle, yukarıda belirtilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararındaki ölçütler de nazara alınarak, arama kararı verilmesi gerekirken dava-
cının “uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığı” yaptığına ilişkin telefon ihbarı üze-
rine CMK’nın 160.maddesi gereğince yetkili Cumhuriyet Savcılığınca işin gerçeği
araştırmaya başlanmadan, ortada makul şüphe olduğuna dair bir delil ve başka
kişi veya olaylar hakkında yapılan bir soruşturma da bulunmadığı ve yapılan
aramanın AİHM kararlarındaki ölçütlere ve ilkelere uygun olmadığı dolayısıyla
hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla davacı lehine makul bir miktar manevi tazmi-
nata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar veril-
mesi, kanuna aykırı…” Yargıtay 12. Ceza Dairesi E. 2013/9105 K. 2013/30731 T.
24.12.2013
www.kazanci.comErişim Tarihi: 12.3.2015.