

TBB Dergisi 2016 (124)
Bahattin ARAS
361
bulunması ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda bu kanunun genel
kanun olduğu ve hüküm bulunmayan hallerde ceza yargılamasında
uygulanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca
yasa koyucunun böyle bir amacı bulunsaydı bunu açıkça düzenleye-
ceği dile getirilmektedir.
5
Kanaatimizce CMK’da hüküm bulunmayan
hallerde, CMK’ya göre özel bir kanun niteliğinde olmayan HMK’nın
ilgili hükümlerinin kıyasen ceza usulü hukukunda uygulanması
mümkündür. Ancak uygulanacak hükmün ceza yargılamasının temel
ilkelerine aykırı bir nitelik taşımaması gerekir. Bu bağlamda HMK’nın
334 ila 340’ıncı maddelerinde düzenlenen adli yardıma ilişkin hüküm-
lerin, bu hususta CMK’da hüküm bulunmadığından ceza yargılama-
sında uygulanması mümkündür.
Aynı şekilde HMK’da tavzih öngörülmesine karşın CMK’da tavzih
kurumuna yer verilmemiştir. Ancak ceza mahkemesi, mahkeme ismi
veya adli para cezasının gün sayısındaki maddi hatayı “resen” tavzih
edebileceği gibi ilgilinin talebi ile de maddi hataları tavzih yolu ile dü-
zeltmesine bir engel bulunmamaktadır.
b. Hukuk ve Ceza Yargısı Arasındaki Temel Farklılıklar
Hukuk ve ceza yargılaması arasında yukarıda belirtilen ben-
zerliklerin yanı sıra önemli temel farklılıklar da bulunmaktadır. Bu
kapsamda konu ele alındığında, öncelikle her iki yargılama türünün
konularının farklı olduğu açıktır. Ceza muhakemesi hukuku, suçluyu
bulup cezalandırmak suretiyle cezanın genel önleyici işlevini gerçek-
leştirmeyi ve bu şekilde kişisel öç alınmasını engelleyerek toplum-
sal barışı sağlamayı hedefler. Kamusal niteliğinden dolayı istisnalar
haricinde kendiliğinden harekete geçer. Medeni yargılama hukuku
ise özel hukuk kurallarına aykırı hareket edilmesi halinde yapılacak
yargılamanın usulünü ve bireylerin kişisel haklarının korunmasını
sağlamaya yönelik hükümleri içermektedir. Görüldüğü üzere mede-
ni yargılama hukuku bireylerin kişisel çıkarlarına hizmet ettiğinden
dolayı ve bu yargılama hukukuna hâkim olan tasarruf ilkesinin de bir
sonucu olarak medeni yargılama ancak hakkı ihlal edilen tarafından
harekete geçirilebilir.
6
5
Centel, Zafer, s.8.
6
Centel, Zafer, s.6.