

TBB Dergisi 2016 (124)
Hakan ALBAYRAK / Serkan AĞAR
439
lı, İsviçre hukuk düzeninde olduğu gibi İİK içerisinde bazı özel hü-
kümlerde amme alacaklarına yer verilmelidir.
29
Bu bakımdan amme
alacaklarına ayrıcalık tanınmasının Anayasada düzenlenen eşitlik ve
ölçülülük ilkesi, adil yargılanma hakkı ve hukuk devleti ile bağdaşma-
dığı ileri sürülmüştür.
30
Özellikle ayrı bir icra kanununun olmasının
yanında, herhangi bir yargı kararına ihtiyaç olmaksızın idareye ihti-
yati haciz kararını alabilme yetkisinin tanınması, amme alacaklarına
imtiyaz tanınması ve devlet mallarının haczedilmezliğinin; eşitlik il-
kesi, adil yargılanma hakkı ve hukuk devleti ile bağdaşmadığı savu-
nulmuştur.
31
Ayrıca savunma hakkı bakımından vatandaşların genel
hacizden farklı olarak itiraz ile değil, ancak dava yolu ile borçlu olma-
dıklarını ispat etmek zorunda olması, bunun yanında Tebligat Kanu-
nu hükümlerinden farklı olarak Vergi Usul Kanununda özel tebligatı
kolaylaştırıcı hükümlerin getirilmiş olması bu eşitsiz durumu daha da
pekiştirir. Bu nedenle 6183 sayılı Kanun münferit hükümlerini eleştir-
mek çok anlamlı değildir. Kanunun kendisi ve kurduğu sistem hukuk
karşısında her yönü ile sorunludur.
32
İdarenin işlemleri bakımından en
fazla önem arz eden husus, idarenin keyfî davranışlarından kişilerin
korunmasıdır. Bu korumanın sağlanması, hukuk devletinin zorunlu
bir unsurudur. Ancak idarenin 6183 sayılı Kanun’a göre yapacağı ta-
sayılabilir, yani borçlunun mahdut mallarından amme alacağının hususî hukuk
alacağından önce ona tercihan tahsil edileceği kabul edilebilir. Fakat, amme alacağı
kolaylıkla tahsil edilecek, buna mukabil hususî hukuk alacağı ihmal edilecektir
denemez; modern Devlet düzeninde böyle bir ayrım yapılamaz. Bu yönden 6183
sayılı Kanun’un Türk takip hukukunda yeri olmaması gerekir.”. Berkin, N.: İcra
Hukuku Dersleri, 538 Sayılı Kanuna ve Son İçtihatlara Göre İcra Hukuku Prensip-
leri-Haciz-Rehnin Paraya Çevrilmesi-İcra Suçları, İstanbul 1969, s. 17; Pekcanıtez/
Atalay/Özkan-Sungurtekin/Özekes, s. 98; Ansay, S. Ş.: Hukuk İcra İflas Usulleri.
Ankara 1960, s. 16; Postacıoğlu, İ.: İcra Hukuku Esasları, İstanbul 1982, s. 21; Öze-
kes, M.: İcra Hukukunda Temel Haklar ve İlkeler. Ankara 2009, s. 195; Atalay, O.:
Bankacılık Kanunu’ndaki Takip Hukukuna İlişkin Hükümlerin Değerlendirilmesi.
Banka Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu (8 Haziran 2007), (s. 57 vd. ).
Ankara 2007, s. 76. Görüldüğü üzere medeni usul hukukunda hâkim fikir kamu
alacaklarının tahsili için ayrı bir takip usulünün olmaması gerektiği yönündedir.
29
S.S. Ansay’a göre, “Bu hükümlerin birçoğu İİK’ndaki maddelerin tekrarı mahi-
yetinde olduğundan âmme alacakları için böyle bir kanuna pek ihtiyaç olmadığı
göze çarpmaktadır...” Ansay, Hukuk İcra İflas Usulleri, 1960 , s. 16; Pekcanıtez/
Atalay/Özkan-Sungurtekin/Özekes, s. 98; Postacıoğlu, İcra Hukuku Esasları, s.
21; Karslı, A.: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul 2014, S. 5; Berkin, N.: Tatbikatçılara
İcra Hukuku Rehberi, İstanbul 1980, S. 20; Çiftçi, s. 329.
30
Özekes, s. 195.
31
Özekes, s. 195 vd.
32
Özekes, s. 195.