

TBB Dergisi 2016 (124)
Özden SAV
509
ler Hukuku kapsamına alınmıştır
39
. (Anılan maddenin Türkçe resmi
çevirisi okuma kolaylığı için dipnotta verilmektedir.)
1949 Cenevre Sözleşmelerinin dördünde de ortak olan yukarıda-
ki 3. madde hükmü ile “uluslararası olmayan silahlı çatışma” kavra-
mı altında kimi silahlı iç çatışmalara özellikle insancıl amaçlı bir ta-
kım kuralların uygulanması öngörülmüştür. Bu kavram, daha sonra
14.05.1954 tarihli La Haye Silahlı Bir Çatışma Halinde Kültür Malları-
nın Korunmasına Dair Sözleşmenin 4. ve 19. maddelerinde yer almış-
tır. Uluslararası olmayan silahlı çatışma kavramının yer aldığı üçüncü
uluslararası hukuk belgesi ise 10.06.1977 tarihli “Uluslararası Olmayan
Silahlı Çatışmalarda Mağdurların Korunmasına İlişkin 12 Ağustos
1949 Cenevre Sözleşmelerine Ek II. Protokol” olmaktadır. 1977 tarihli
ek
II. Protokol
ile uluslararası olmayan silahlı çatışmalara ilişkin ku-
ralların daha çok belirginleştirilmesi süreci başlamıştır.
39
Gerçekte Cenevre Sözleşmelerinin özeti olması dolayısıyla kısaca “minyatür söz-
leşme” olarak da anılan ortak 3. maddenin Türkçe resmi metni aynen aşağıdaki
gibidir:
“Madde 3- Milletlerarası mahiyette olmayan bir silahlı anlaşmazlığın Bağıtlı Dev-
letlerden (Yüksek Âkit Taraflardan) birinin toprakları üzerinde çıkması halinde,
anlaşmazlığa taraf olanlardan (teşkil edenlerden) her biri, en az olarak, aşağıdaki
hükümleri uygulamakla yükümlü olacaktır:
1. Muhasamata doğrudan doğruya iştirak etmeyen kimseler, silahlarını terk eden-
ler ve hastalık, yaralılık, mevkufluk veya herhangi bir sebeple muharebe dışı ka-
lanlar, ırk, renk, din ve akide, cinsiyet, doğum ve servet veya buna benzer herhan-
gi bir kıstasa dayanan ve aleyhte görülen hiçbir tefrik yapılmadan insani surette
muamele göreceklerdir.
Bu nedenle, yukarıda bahis konusu kimselere, aşağıdaki muamelelerin yapılması,
nerede ve ne zaman olursa olsun memnudur ve memnu kalacaktır:
Hayata, vücut bütünlüğüne ve şahsa tecavüz, her nevi katil, sakatlama, vahşice
muamele, işkence ve eziyet;
Rehine almak;
Şahısların izzeti nefislerine tecavüz, bilhassa hakaretamiz ve haysiyet kırıcı mua-
meleler;
Medeni milletlerce elzem olarak tanınan adli teminatı haiz nizami bir mahkeme
tarafından önceden bir yargılama olmaksızın verilen mahkumiyet kararları ile
idam cezalarının infazı;
2. Yaralı ve hastalar toplanacak ve tedavi edilecektir.
Milletlerarası Kızılhaç Komitesi gibi tarafsız insani bir teşkilat, anlaşmazlık halin-
deki taraflara hizmetlerini arz edebilecektir.
Anlaşmazlık halindeki Taraflar, bundan başka, hususi antlaşmalar yolu ile işbu
Sözleşmenin diğer hükümlerinin tamamı veya bir kısmını yürürlüğe getirmeye
çalışacaklardır.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması anlaşmazlık halinde bulunan tarafların hu-
kuki durumları üzerinde bir tesir icra etmeyecektir.”