Previous Page  514 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 514 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Özden SAV

513

yabileceğini kabul etmektedir. Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakla-

rı Sözleşmesinin (A.İ.H.S.)

15. madde

sini

42

, Amerikan İnsan Hakları

Sözleşmesinin 27. maddesini, Avrupa Sosyal Şartının 30. maddesini ve

B.M. Medeni ve Siyasal Haklar (Misakı) Sözleşmesinin 4. maddesini

43

saymak gerekir

44

. Böylece, uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatış-

maların meydana geldiği ve anılan antlaşmalara da taraf olan dev-

letlerde hem uluslararası insancıl hukukun ilgili kurallarının, hem de

insan hakları antlaşmalarının bu tür yaşamsal tehlike durumlarıyla

ilgili kurallarının birlikte ve birbirlerini tamamlayıcı bir biçimde uy-

gulanması gerekli olmaktadır. Bu tür özel kuralların uygulama ala-

nı dışında kalan konularda ise, barış durumu sözkonusu olduğu için,

devleti bağlayan uluslararası insan hakları kuralları ile ilgili devletin

olağan ulusal mevzuatının uygulanması gerekmektedir. Ancak bir

ulusun yaşamsal tehlikelerle karşı karşıya bulunması olgusuna daya-

nılarak insan hakları antlaşmalarının belirli hükümlerinin uygulan-

maması hali, yalnızca uluslararası olmayan silahlı çatışmaların varlı-

ğıyla sınırlı değildir. Örneğin “iç karışıklıklar”, “fırtına, ağır kar, fırtına

ya da ağır yağmur yağışı, hortum” gibi doğal afetlerin 1949 Cenevre

Sözleşmeleri’nin ortak 3. maddesi kapsamında durumlar oluşturma-

masına karşılık, A.İ.H.S.’nin 15. maddesinde öngörülen kapsamda bi-

rer kamusal tehlike oluşturması hukuk açısından olasıdır. Örneğin,

devletimizin ülkenin Güneydoğu’sunda 1990’lı yıllarda ya da günü-

müzdeki terör eylemlerine ilişkin değerlendirme ve uygulaması da bu

yöndedir. Bu gibi durumlarda uygulanan hukuksal rejim insan hakla-

rı hukuku bakımından “olağanüstü hal” (

states of exception

;

states of

emergency

) rejimi olarak değerlendirilmektedir.

Uluslararası İnsan Hakları antlaşmalarında, olağanüstü hal reji-

minin kabulü için öngörülen temel ölçüt genellikle “ulusun yaşamına

yönelik kamusal tehlike” olmaktadır. Bu tür bir ulusal tehlike ile karşı

42

“Olağanüstü hallerde askıya alma” başlıklı 15/1. madde, “Savaş veya ulusun var-

lığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde her Yüksek Sözleşmeci Taraf,

ancak durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yü-

kümlülüklere ters düşmemek koşuluyla bu Sözleşmede öngörülen yükümlülük-

lere aykırı tedbirler alabilir.” hükmünü haizdir.

43

Sözleşmenin 4. maddesi, “Milletin varlığını tehdit eden ve varlığı resmen ilan

edilmiş olan bir olağanüstü durumda, bu Sözleşmeye Taraf olan Devletler, ancak

durumun gerektirdiği ölçüde olmak üzere bu Sözleşmeden kaynaklanan yüküm-

lülüklerine aykırı davranabilirler....” hükmünü içerir.

44

Pazarcı, Ibid.,Sh. 191-193